16. Hukuk Dairesi 2016/9366 E. , 2019/7696 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro Müdürlüğü"nce 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca Milli Emlak Müdürlüğü"nün talebi üzerine yapılan düzeltme işlemi sırasında,... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda Hazine adına kayıtlı olan 235 parsel sayılı 4.912,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 4.844,98 metrekare yüzölçümlü olarak belirlenerek tapu kaydında düzeltme yapılmasına karar verilmiştir. Davacı Hazine, düzeltme işlemi sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait 234, 237 ve 239 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Kanun"un 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece daha önce kullanılan hesaplama yöntemi ile sonrasında kulanılan hesaplama yöntemi arasındaki teknik hassasiyet dolayısı ile yüzölçümü miktarlarında farklılık doğduğu, dava konusu taşınmazdan komşu parseller lehine sınır değişikliği olmadığı ve yapılan düzeltme işlemi ile hazine aleyhine hukuki bir durum oluşturulmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dosya kapsamında yapılan keşif sonrası sunulan 22.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunun değerlendirme kısmında, davaya konu yüzölçüm düzeltme raporunun 1. sayfasında “Yapılan İnceleme ve Değerlendirme” bölümünün 3. paragrafında yer alan değerlendirmeler aynı şekilde yazılmak suretiyle rapor hazırlanmış olup, fen bilirkişisi tarafından, kendi bilgi ve uzmanlık alanına dair ayrıntılı ve gerekçeli rapor hazırlamak yerine anılan düzeltme raporundan alıntı yapılmak suretiyle düzenlenen rapora itibar edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle, tesis kadastrosunun yapıldığı 1988 yılına en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, varsa 41. madde uygulaması sırasında yararlanıldığı anlaşılan haritalar dosya arasına alınmalı, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, ziraatçı bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, renkli fotoğrafları çektirilmeli; taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ile teknik bilirkişiden, Mahkemece tesis kadastrosu sırasında taşınmazlar arasında ilk olarak tespit edilen sınırın daha sonra ne sebeple iptal edildiği hususunda dosya arasına alınacak evrak, Kadastro Müdürlüğünün yaptığı düzeltme incelemesine esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından da yararlanmak suretiyle tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, 41. madde uygulaması sonucu tespit edilen yeni sınırın niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, 41. madde uygulamasında hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için bilirkişilerden, düzenleyecekleri haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde tesis kadastrosu paftası ve 41. madde uygulaması sonucu oluşan paftasını çakıştırmaları istenmelidir. Ziraat bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığını, taşınmazlarda mevcut ağaçların yaşlarının ne olduğunu bildirir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; açıklanan yönteme uygun şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilmek suretiyle, düzeltme raporundan alıntı yapılarak hazırlanan fen bilirkişi raporuna itibar edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.