Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/11918
Karar No: 2012/2403

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/11918 Esas 2012/2403 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/11918 E.  ,  2012/2403 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, yersiz aylıkların tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacıya, 12.12.1972 – 09.07.1999 tarihleri arasındaki 26 yıldan fazla 1479 sayılı Kanun kapsamında... hizmet süresi ile, 01.09.1999 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Ancak 15.10.1992 tarihine kadar dönem dönem düzensiz prim ödemeleri yapan davacının, özellikle 25.06.1997 – 13.08.1999 tarihleri arasındaki süredeki 54 adet prim ödemesinin; makbuz, form ve döküm föyü gibi herhangi bir dayanağı olmaksızın “....” adı verilen bilgisayar programı kullanılmak suretiyle Kurum çalışanı ... tarafından davacı hesabına hayali olarak yüklendiği iddialarını içeren 22.03.2005 tarih 3 sayılı sigorta müfettişi raporuna istinaden, prim borcu bulunduğu gerekçesiyle yaşlılık aylığı kesilmiş, davacı Kurum işbu dava ile; 01.09.1999 – 06.06.2005 tarihleri arasında 12.237,58 YL. yersiz aylık ile 13.164,52 TL. yasal faizinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Bu arada davacı tarafından prim borcunun ödenmesi üzerine 01.01.2006 tarihinden itibaren kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, “kesilen aylıkların yeniden bağlanmasına karar verildiği, Kurumca yersiz ödeme yapıldığının ispatlanamadığı, Kurumca yapılan işlemlerde davalının kast ve kusurlu davranışının bulunmadığı, davalının yersiz ödemeden kaynaklanan ve talep tarihinde iade edilmesi gereken elinde kalan miktar bulunmadığı...” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanun’un 35’inci maddesi uyarınca; sigortalıya, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için kural olarak belirlenen yaşa ulaşmış olmak, belirli bir süre prim ödemek ve talepte bulunmanın yanında, talepte bulunulan tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olmak da gerektiğinden, prim borcu bulunan bir sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle; prim ödemelerinin gerçek ve fiili olmadığı ve bağlı olarak tahsis talep tarihinde prim borcu bulunduğu anlaşılan davacı yönünden 01.09.1999 – 06.06.2005 tarihleri arasındaki aylıkların yersiz olduğunun kabulü gerekir.
    Buna bağlı olarak; prim borcunu mutad yollarla ödemeyen ve ödemesine ilişkin herhangi bir makbuz veya belgesi bulunmayan davalının, primleri bir Kurum çalışanına elden verdiği yolundaki savunmasına itibar edilemeyeceğinden iyiniyetli de kabul edilemez.
    Öte yandan; 5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 96’ncı maddesindeki, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
    a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
    b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” düzenlemesi üzerinde durulması gerekir.
    5510 sayılı Kanun’un 96’ncı maddesi ile 1479 sayılı Kanun’da yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa, geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Kanun’un geçici maddelerin de ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kuralda yer almamaktadır.
    Kurumun istirdadını isteyeceği yersiz ödemenin kapsamını belirlemedeki irade serbestisi de, 5510 sayılı Kanun’un 96’ncı maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda uygulanması gereğini doğurduğuna ilişkin hukuksal gerçeklik de, bozma üzerine yürütülecek yargılama sürecinde, göz önünde bulundurulmalıdır.
    Açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi