Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5309
Karar No: 2016/1083
Karar Tarihi: 28.01.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/5309 Esas 2016/1083 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının takibine konu senedi zorla imzalattığını ve takip nedeniyle borçlu olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açmıştır. Mahkeme, borç ikrarını içeren senede karşı borçlu olmadığını ispat edemediği gerekçesiyle davayı reddetmiş ve %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermiştir. Davacı vekili duruşmalı, davalı vekili duruşmasız olarak temyiz etmişlerdir. Yargıtay, davacı vekilinin temyiz itirazlarını reddederken, davalı vekilinin %40 tazminata hükmedilmesi gerektiği ancak hatalı değerlendirme sonucu %20 hükmedildiği için bozma kararı vermiştir.
Kanun Maddeleri: İİK'nun 72/4. maddesi 02.07.2012 tarihinde 6352 sayılı Kanun'un 15. maddesiyle %20'ye değiştirilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2015/5309 E.  ,  2016/1083 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :
TARİHİ : 24/12/2014
NUMARASI : 2008/119-2014/730

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine konu senedin müvekkiline zorla imzalattırıldığını belirterek, müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına ödenen bedelin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine, % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının icra takibine konu kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren senede karşı borçlu olmadığını, aynı kuvvet ve mahiyetteki bir belge ile ispat edemediği, senet yağması suçu nedeniyle davalı hakkında açılan ceza davasında beraat kararı verildiği gerekçesiyle davanın reddine, % 20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirine bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazına gelindiğinde; İİK"nun 72/4. maddesindeki "% 40"dan" ibaresi 02.07.2012 tarihinde ve 6352 sayılı Kanun"un 15. maddesiyle "% 20"den" şeklinde değiştirilmiştir. İİK"nun 72/4. maddesinde değişiklik yapan 6352 sayılı Kanun"un 15. maddesi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Somut olayda davaya konu icra takibi 13.06.2006 tarihinde başlamıştır. Bu durumda mahkemece davacı aleyhine % 40 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.350,00.-TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 28.01.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

İtirazın iptali davalarında kanun koyucu takip talebine borçlu tarafından haksız olarak itiraz edilen alacaklının belirli bir zarara uğradığını kabul ederek talep halinde bu zararın tazminine imkan tanımıştır. Alacaklı zararının ne kadar olduğunu ispat etmek şartıyla bu zararının tamamının hüküm altına alınmasını sağlayabilir. Ancak kanun koyucu bu zararın itirazın iptali davasında alacaklı lehine hükmedilen meblağın belli bir yüzdesinden aşağı olamayacağını, diğer bir deyişle bu miktardaki alacaklı zararının varlığının ayrıca ispatına gerek olmadan kabul edileceğini, belirtmiş; tarihi süreç içinde bu oranı günün koşullarına göre %15, %40 ve son olarak da %20 olarak belirlemiştir.

Kanun koyucunun bu düzenlemesi alacaklının gerçekleşen zararının ne kadarının ayrıca ispata gerek olmadan kabul edileceğini gösteren kamu düzenine ilişkin bir usul kuralı olup; görülmekte olan davalarda kazanılmış usulü haklar saklı kalmak kaydıyla derhal uygulanması gerekmektedir.
05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı kanunun 11. maddesi ile 2004 sayılı kanunun 67. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu itibarla yerel mahkemenin hüküm tarihinde yürürlükte olan bu kanun hükmüne uygun olarak %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmesi yerinde ve doğru olmuştur.
Her ne kadar 6352 sayılı kanunun 38. maddesi ile 2004 sayılı kanuna eklenen Geçici Madde: 10 ile “Bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.” hükmü getirilmiş ise de; bu hükmün 6352 sayılı kanunun diğer maddeleriyle takip işlemlerine getirilen değişikliklerle ilgili olduğu ve mahkemelerde itirazın iptali davalarında takibine haksız yere itiraz edilen alacaklı lehine hükmedilecek icra inkar tazminatının asgari miktarını gösteren ve bir usul kuralı olan ve bir takip işlemi olmayan 2004 sayılı kanunun 67. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasını etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.
Bu itibarla saygıdeğer çoğunluğun farklı düşünceye dayalı 2 nolu bentteki bozma düşüncesine karşıyım. 28.01.2016




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi