3. Hukuk Dairesi 2017/9072 E. , 2019/5853 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili, katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; dava konusu Antakya 1. mıntıka 365 ada 180 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı dairenin miras yoluyla kendilerine geçtiğini, davalının ise bu taşınmazı uzun süredir kira ödemeden haksız olarak işgal edip kullandığını, davalıya gönderilen ihtarnameye rağmen müdahalesine son vermediğini beyan ederek, davalının dava konusu taşınmaza yapmış olduğu müdahalenin önlenmesiyle dava tarihinden geriye dönük 5 yıl için 15.000 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini; ayrıca bu dosya ile birleştirilmesine karar verilen davada davalıdan 05.12.2012 tarihinden geriye doğru 8 aylık ecrimisil alacakları olduğunu beyan ederek 3.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmişler; 19/02/2013 tarihli her iki dosyaya sundukları dilekçeleri ile ise, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davalarını kira alacağı olarak ıslah ettiklerini, 01/07/2008 kira başlangıç tarihinden itibaren 4 yıl 6 ay için birikmiş 16.200 TL kira alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini ve davaların birleştirilmesini talep etmişlerdir.
Davacıların kira alacağı olarak ıslah ettikleri davaların birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davalı; davacıların tapu kayıtları ile alakalarının olmadığını beyanla davanın husumet yokluğu sebebiyle reddini, ayrıca kira bedellerinin davacıların talimatı ile yetkilendirilen kişilere ödendiğini belirterek davanın esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece; her ne kadar dava öncelikle müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil alacağı davası olarak açılmış ise de; 19.02.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile tamamen ıslah edilerek kira alacağı davasına dönüştürülmüş olup talep edilen alacak miktarının da aylık 300,00 TL’den 4 yıl 6 ay kira karşılığı toplam 16.200,00 TL’ye dönüştürüldüğü, davalı tarafça anılan kira borcunun ödendiğine dair yazılı bir belge de sunulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 16.200 TL kira alacağının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm süresi içince davalı vekili, katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) HMK"nın 166.maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür.
Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda ise, asıl ve birleşen davalar bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle asıl ve birleşen davada ayrı ayrı hüküm kurularak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.