17. Hukuk Dairesi 2016/17644 E. , 2019/3885 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 26.3.2019 Salı günü davacı vekili Av. ...ve davalı ... vekili Av. ... geldiler.Diğer davalılar tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı Banka vekili, davalı borçlu Mehmet Şahin aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını davalı ...’a onun da diğer davalılara satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı ....vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili davanın reddini savunmuşlardır.
Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, Daire’mizin 24/11/2014 Tarih ve 2013/7294 Esas, 2014/16676 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, birleşen dava hakkında verilen karar temyiz nedenleri reddedilerek kesinleştiğinden bu dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, esas dava bakımından; davanın kabulü ile,.... Köyü, 1110 Ada, 1 Nolu Parselde kayıtlı taşınmaz, ... Köyü, 104 Ada, 50 nolu parselde kayıtlı taşınmaz ile 102 Ada 61 nolu parselde kayıtlı taşınmaz, Kusçu Köyü, 108 Ada, 16 nolu parselde kayıtlı taşınmaz, .... Köyü, 101 Ada, 9 nolu parselde kayıtlı taşınmaz ve .... Mah., 102 Ada, 60 nolu parselde kayıtlı taşınmazlar hakkında .... İcra Müdürlüğünün 2000/8816 sayılı dosyasında davacıya alacağı ve ferileriyle sınırlı olmak üzere haciz ve satış yetkisi tanınmak suretiyle tasarrufların iptaline, karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm
edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Bu halde dördüncü kişi yönünden bedel farkı yeterli olmayıp kötü niyetinin somut delillerle ispatlanması gerekir.
Somut olayda, davalı borçlu tarafından borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmazlardan Yaycı Köyü 102 Ada 61 Parsel sayılı taşınmaz; 12/11/1999 tarihinde davalı ...’e onun tarafından da 14/10/2004 tarihinde davalı dördüncü kişi ...’a, yine onun tarafından da 26/05/2010 tarihinde davalı beşinci kişi ...’e satılmıştır. Beşinci kişi konumundaki kararı temyiz eden davalı ... yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetinin ispatlanmış olması gerekir. Bu davalı yönünden (İİK. 282. Maddesi hükmüne göre kötü niyetli üçünçü kişi) İİK. 280/3 maddesinde uygulama yeri yoktur. Davalı ...’ün kötü niyeti ispatlanamadığından, davanın davalı ... yönünden reddi, İİK"nun 283. maddesi gereğince davalı ...’ın taşınmazı(Yaycı Köyü 102 Ada 61 Parsel yönünden) elinden çıkardığı 26/05/2010 tarihindeki değeri oranında tazminatla sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."e verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.