7. Ceza Dairesi Esas No: 2021/29290 Karar No: 2021/17345 Karar Tarihi: 15.12.2021
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/29290 Esas 2021/17345 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Olayda hakim/savcıya trafik kanununa aykırı davranış nedeniyle idari para cezası verilmiş, ancak mahkemece bu cezaya itiraz edilerek, hakim/savcının kişisel suç işlediği gerekçesiyle idari para cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu karara itiraz ederek, hakim/savcıların idari yaptırımdan muaf tutulması için yasal bir düzenleme bulunmadığını ve bu nedenle cezanın uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Kararda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 765 sayılı (mülga) TCK ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gibi kanun maddelerine atıfta bulunulmuştur.
7. Ceza Dairesi 2021/29290 E. , 2021/17345 K.
"İçtihat Metni"
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"na aykırı davranmak eyleminden dolayı kabahatli ... hakkında 598,00 Türk lirası idari para cezası uygulanmasına ilişkin ..."nün 04/08/2020 tarihli ve MA 59213988 sayılı trafik idarî para cezası karar tutanağına karşı yapılan başvurunun, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu"nun 93. maddesi uyarınca eylemin kişisel suç olduğu ve anılan Kanun gereğince işlem yapılması gerektiğinden bahisle kabulü ile idari para cezasının kaldırılmasına dair ... Sulh Ceza Hakimliği"nin 01/10/2020 tarihli ve 2020/2987 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı"ndan verilen 10/09/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 08.10.2021 tarihli ve KYB. 2021-112485 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu. Mezkür ihbarnamede; Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 19. Ceza Dairesi"nin 14/10/2020 tarihli ve 2020/3161 Esas, 2020/12796 karar sayılı ilâmında yer alan ""...5326 sayılı Kabahatler Kanunu"ndan önce de yürürlükte bulunan 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"nda "görev suçu" - "kişisel suç" ayrımına gidildiği, o tarihte yürürlükte bulunan 765 sayılı (mülga) TCK"da "suç" kavramının ve tanımının "cürüm ve kabahatler"den oluştuğu, 2802 sayılı Kanunda kastedilen "kişisel suç" deyiminin, hakimlerin görevleri sırasında veya görevleriyle ilgili işledikleri suçlar dışındaki tüm "cürüm ve kabahatleri" kapsadığı, 5326 sayılı Kanun ile kabahate konu fiillerin değil kabahat fiili karşılığında öngörülen yaptırımların değiştiği, keza 2802 sayılı Kanunda eskiden suç kapsamında olan ve kabahatten ayrı bir kavram olan cürümlere özgü bir soruşturma ve kovuşturma usulü getirilmediği gibi, bu hususta cürüm ve kabahat ayrımına da gidilmediği, dolayısıyla 2802 sayılı Kanun"da bu tanımla eski yasadaki tüm suçlar yönünden, cürüm ve kabahat ayrımı yapılmaksızın ve her iki eylemi de içine alacak şekilde, hakimlerin işlediği iddia edilen kahabatlerin de "kişisel suç" tanımı içinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla;" şeklindeki açıklamalar ile sözü edilen mevzuat ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kolluk tarafından hakim ve savcı hakkında idari yaptırım karar tutanağı düzenlenmesinin akabinde, Sulh Ceza Hakimliği"nden bu konuda bir talepte bulunulduğunda, usulden ret kararı verilmesi gerekmekte olup, ortada ister idari yaptırım tespit tutanağı ister idari para cezasına ilişkin idari yaptırım karar tutanağı olsun, hâkim ve savcıların kişisel suç kapsamında değerlendirilen ve idarî para cezasını gerektiren eylemleri için idarî yaptırım uygulanmasını engelleyen herhangi bir hüküm bulunmadığı, son soruşturma mercii olarak ilgili hakim ve savcının görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet Başsavcılığınca talepte bulunulması üzerine aynı yer ağır ceza mahkemesince eğer tespit tutanağı var ise, idari yaptırım uygulanmasına veya uygulanmasına yer olmadığına, idari para cezası var ise bu kez idari para cezası iptal edilerek kabahatli hakim ve savcının kabahat eyleminin sübut bulması halinde idari yaptırım kararını kendisinin verebileceği, aksi kanaatte ise idari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına dair karar verebileceği..."" şeklindeki açıklamalar değerlendirildiğinde, anılan Hakimliğin işin esasına girme yetkisi bulunmadığından usulden ret kararı verdikten sonra dosyayı son soruşturma mercii olarak ilgili hakim ve savcının görev yaptığı yerin bağlı olduğu Bölge Adliye Mahkemesinin bulunduğu yerdeki İl Cumhuriyet Başsavcılığına göndermesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın kabulü ile idari para cezasının kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Kolluk tarafından tanzim edilen idari para cezası karar tutanaklarının kaldırılması talebi ile yapılan başvuruların Sulh Ceza Hakimliği tarafından değerlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, CMK"nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin REDDİNE, 15.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.