10. Hukuk Dairesi 2010/12245 E. , 2012/2288 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 11.06.2002 tarihli kazanın işkazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne şeklinde karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Yasanın 2. maddesi; bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu kanuna göre sigortalı sayılacağını, 4. maddesi; bu kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerin işveren olduğunu düzenlemiştir. Anılan yasanın 11-A maddesinde ise iş kazasının tanımına ve koşullarına yer verilerek “a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, c) Sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olayın iş kazası olduğu belirtilmiştir.
Davaya konu kazanın, davalı şirketin eski işyerinden, yeni işyerine malzeme taşındığı sırada, yevmiye usulü tutulan kişilerden ikisinin kamyona baskı kalıplarını koyarken, diğer ikisinin de aşağıdan bu malzemeleri alıp araca yükledikleri sırada, yüklenen malzemeleri tutan halatın kopması sonucu malzemelerin aşağı düşerek davacının yaralanması biçiminde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Davalı Kurum, davacının serbest piyasa hamalı olduğunu ve hizmet akdi ile çalışmasının bulunmadığını öne sürmüştür. 23.12.2002 tarihli müfettiş raporunda da, olayın iş kazası olmadığı ifade edilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır.
Öncelikle, davacının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışıp çalışmadığı, bu yönde piyasa hamallarının bağlı bulunduğu bir oda.... veya dernek varsa davacının kaydı olup olmadığı, buralardan sorulmalı, 1479 sayılı Kanun kapsamında tescilinin bulunup bulunmadığı, varsa süreleri belirtir şekilde davacının şahsi sicil dosyası celp olunmalı, davalı şirketin yapmış olduğu işin niteliği, kapasitesi ve kapsam durumu da araştırılarak, davacı ile davalı şirket arasında zaman ve bağımlılık unsurunu içerecek biçimde hizmet akdinin mevcut olup olmadığı araştırılıp, davalı işyerine ait dönem bordroları ve varsa ücret bordroları birlikte değerlendirilerek tespit edilecek bordro tanıklarının, çalışmanın varlığına, başlangıcına ve süresine ilişkin bilgi ve beyanları tespit edilmeli, davacının fiili çalışmalarının varlığı ve süresi hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenip, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre davaya konu talep hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, davacının ... 2. İş Mahkemesi"nin..... sayılı dosyası ile açmış olduğu tazminat davasında alınan bilirkişi raporlarını esas almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.