Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/12333
Karar No: 2012/2286

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/12333 Esas 2012/2286 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/12333 E.  ,  2012/2286 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne şeklinde karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili ile davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5510 sayılı ..... Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 5. maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
    Somut olayda; davacı, aynı zamanda ağabeyisi olan davalı ..."a ait traktör tamirhanesinde, Kuruma bildirilen süreler dışında 01.03.1985-29.11.1992 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespitini talep etmiştir.
    22.02.1961 doğumlu olan davacıya ait, davalı işveren tarafından verilen 01.03.1985 ve 01.12.1991 işe giriş tarihli bildirgeler bulunmaktadır. Hizmet cetvelinde davacının, davalı işveren yanında işe giriş tarihinin 01.12.1991 tarihi olduğu, 30 günlük hizmet süresinin Kuruma bildirildiği, ancak herhangi bir çıkış tarihinin bulunmadığı görülmüş, davacının 30.11.1992 tarihinde de 1479 sayılı Yasa uyarınca ... sigortalılığının başladığı anlaşılmıştır. Davalı işverenin 18.07.2007 tarihli duruşmada alınan imzalı beyanında, .... Sitesinde bulunan işyerini 1986 yılının 11. ayında kapatarak, .... yeniden işyeri açtığını beyan etmesi sebebiyle, Mahkemece, davacının davalı işveren yanında 01.03.1985-31.10.1986 tarihleri ile 01.01.1992-29.11.1992 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, 01.11.1986-31.11.1991 tarihleri arasına ilişkin talebin ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; 01.11.1986-31.11.1991 tarihleri arasındaki çalışmaların hak düşürücü süreye uğramadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Zira, davalı işverenin beyanı esas alınmak suretiyle, işverene ait ... Sitesinde bulunan ilk işyerinin 31.10.1986 tarihinde kapandığı kabul edilmiştir. Ancak, dosya kapsamından davalı işverenin traktör tamirinden dolayı 15.01.1974-28.10.1999 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılacak iş, ilgili Vergi Dairesi"ne müzekkere yazılarak, davalı işverene ait .... Sitesinde bulunan ilk işyerinin faaliyetinin ne zaman sona erdiğine dair kontrol memurları tarafından düzenlenen "İşyeri Durum Tespit Tutanağı”nın bulunup bulunmadığı ile davalı işverenin .... açtığını beyan ettiği ikinci işyerine yönelik araştırma yaparak, davacının fiili çalışmalarının varlığını ve süresini hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirleyip, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre davaya konu talep hakkında bir karar vermektir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi