3. Hukuk Dairesi 2018/2371 E. , 2019/5846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
MAHKEMESİ : KAYSERİ 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki fesih ve tasfiye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair karar verilmiş olup, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna müracaat etmesi üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ..."nın babası olduğunu, davalı ..."nın ise üvey annesi olduğunu, davalılar ile Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, ... 3825 ada, 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ortaklaşarak konut yaptıklarını, konutun yapılması için para ve malzeme tedarikini sağladığını ve bedenen çalıştığını, aralarında yazılı bir sözleşme olmadığını, yapılan şifahi adi ortaklık sözleşmesinde katılım paylarının belirtilmediğini, davalılardan ...’nın Kayseri 4. Noterliği"nin 01/04/2014 tarih ve ... sayılı ihtarname ile ortaklık binada kiracı imiş gibi oturduğunu beyanla tahliye talebinde bulunarak TBK."nın 630/1. maddesine aykırı davrandığını ve ortaklık için aldığı tapuyu ortaklara vekalet hükümlerine göre devretme görevini kötüye kullandığını, davalının çektiği ihtarnamenin TBK."nın 638/1 maddesine aykırı olduğunu beyan ederek Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, ..., 3825 ada, 1’de kurulu adi ortaklık hakkında yargılamanın yapılarak ortaklığın haklı sebebe dayalı olarak feshine ve ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davalı ... yönünden husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca zaman aşımı ve hak düşürücü sürenin dolduğunu, esasa yönelik ise taşınmazın davalı ...’ya ait olduğunu, davacının taşınmazda aile fertliğine istinaden bedelsiz oturduğunu, taşınmazın yapımında hiçbir katkısının olmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince; tarafların bir aile ortamı dahilinde oldukları gözetildiğinde; davacının yapılan bir inşaata ailenin bir ferdi olarak imkanı nispetinde fiziken ve madden katkı sağlamış olduğu, tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden dava konusu taşınmaz üzerine yapılan inşaata ilişkin olarak ortaklık sözleşmesi bulunduğunun davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; somut olayda, tüm dosya kapsamından taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kanıtlanamamış olmakla birlikte, davacının davalılardan ..."ya ait evin yapımına 12.000,00 TL değerinde katkıda bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda, dava konusu taşınmaza davacının yaptığı masraf ve emeğin parasal karşılığının TBK"nın 77-82.maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerekeceği, dosyadaki delillere göre, davalılardan ...’nın tapu maliki olması nedeniyle aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulü ile 12.000,00 TL’nin davalı ..."dan tahsiline karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesi ile davacının istinaf talebinde kısmen haklı olduğu kabul edildiğinden HMK 353/1-b.3 maddesi gereğince mahkemece; "Davanın reddine" ilişkin kararının kaldırılarak "Davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, diğer davalı ... yönünden kısmen kabulü ile 12.000,00 TL"nin davalı ..."dan tahsili ile davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin talebin reddine" ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/1.maddesinde; avukatlık ücretinin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi niteliği ve davanın süresi göz önünde tutulacağı; aynı maddenin 2.fıkrasında ise, müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek; ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise, her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı belirtilmiştir.
Somut olayda; davalı ... yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesine rağmen kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına ayrıca maktu vekâlet ücretine hükmolunmaması, her iki davalı yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 2017/1390-2017/1722 sayılı ilamının 8. fıkrasının hükümden çıkartılarak yerine “8- Davalılar kendilerini bir vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 8.930,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...’ya, 1.980,00 TL vekalet ücretinin ise davacıdan alınarak davalı ...’ya ödenmesine ” ibaresinin yazılmasına, hükmün HMK"nun 370/2.maddesi uyarınca davalılar yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 27.06.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.