22. Hukuk Dairesi 2012/21790 E. , 2013/8342 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ve ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, işverence ücretlerin düşürülüğünü ve işi bırakmaya zorlandığını, son olarak da iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının diğer arkadaşları ile birlikte başka bir mağaza ile anlaşarak işten ayrıldığını, kendi isteği ile haksız olarak ayrıldığı için de kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, başka da bir alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği, bu sebeple kıdem tazminatına hak kazandığını ancak ihbar tazminatı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedilip feshedilmediği ve davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, işçinin işverene yahut onun aile üyelerinden birine yahut işverenin başka bir işçisine sataşması veya 84. maddeye aykırı hareket etmesi işverene derhal fesih hakkı veren haklı fesih nedeni olarak düzenlenmiştir. Davalı işverenlikte makastar yardımcısı olarak çalışan davacının iş sözleşmesi; 4857 sayılı Kanun"un 25/2-d, g. ve h. bentleri gereğince haklı nedenle feshedilmiştir. Dosya içeriğine göre; 07.12.2009 tarihinde davacının amiri olan Filiz Ahmet"in davacıya yapılması gereken işleri söylemesi üzerine “s..tr git” diyerek hakaret ettiği ve üzerine yürüdüğü, olay yerinde bulunan diğer işçilerin müdahalesi ile durdurulduğu, tanık anlatımları ve tutulan tutanakla sabittir. Tutanak tanıklarından İsmail Gündoğdu ve sataşmaya maruz kalan Filiz Ahmet duruşma sırasında da olayı doğrular nitelikte beyanda bulunmuşlardır. Bu olaydan sonra davacının işyerini terk ettiği ve bir daha gelmediği de dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda artık işveren için iş ilişkisinin sürdürülmesinin çekilmez bir hal aldığı ve haklı sebeple derhal fesih hakkının doğduğu kabul edilmelidir. İş sözleşmesi 4857 sayılı Kanunu"nun 25/2. maddesi gereğince feshedilen işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamaz. Bu sebeple, davacının kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı Kanun"un 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Dosya içeriğine göre; davacının haftanın altı günü 09:00-21:00,22:00 saatleri arası çalıştığını iddia ettiği, davalının bayan çalışanların akşam 18:00"e kadar çalıştığını savunduğu, davalı tanıklarının da bayan çalışanların 18:30"da işten çıktığını beyan ettikleri, davacı tanıklarının bayan- erkek personel arasında çıkış saati hakkında fark olup olmadığı hususunda açıklama yapmadıkları, mahkemece çalışma saatinin 09:00-21:00 olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Davalı tanıkları bayan çalışanlar için daha erken bir çıkış saati olduğunu belirttiğine göre; tanık anlatımları arasındaki çelişki giderilmeli, davacı tanıklarına bayan çalışanlar için ayrı bir çıkış saati olup olmadığı sorulmalı, davalı tanıkları da dinlenildikten sonra tüm deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak davacının çalışma saatleri belirlenmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.04.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.