Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7002
Karar No: 2019/5121
Karar Tarihi: 08.10.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/7002 Esas 2019/5121 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, mirasbırakanın sağlığında davalı yüklenici ile anlaşıp arsasını devrettiğini ancak akli melekelerinden ve bedeni bazı özelliklerinden mahrum olduğunu iddia ederek, taşınmazın tapu kaydının iptalini istemiştir. Mahkeme, ehliyetsizlik iddiasına ilişkin herhangi bir araştırma yapmadan davanın reddine karar vermiştir. Karar temyiz edilince, Yargıtay, mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini ve bağımsız bölüm maliklerinin de davada yer alarak edinimlerinin iyiyetli olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek kararı bozmuştur.
Kanun maddeleri:
-TMK 9. madde: Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.
-TMK 10. madde: Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.
-TMK 13. madde: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ay
1. Hukuk Dairesi         2016/7002 E.  ,  2019/5121 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.10.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ...ile temyiz edilen asil dahili davalı ... ve asil dahili davalı ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davacılar ... vd. vekili Avukat ve temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ve diğerleri gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


    -KARAR-

    Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..."ın, sağlığında akrabası ve müteahhit olan davalı ile kat karşılığı konut yapılması konusunda anlaştıklarını, murisin davalı yükleniciye güvenerek 352 m2 olan arsasını davalıya devrettiğini, mirasbırakanın ölümünden 20 yıl önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle akli melekelerinden ve bedeni bazı özelliklerinden mahrum bir şekilde yaşadığını, bu durumun bütün akraba ve ve komşuları tarafından bilindiğini, davalı yüklenicinin bu durumdan yararlanarak miras bırakanı tapuya götürdüğünü ve satış yapılmış gibi göstererek hiç bir bedel ödemeden tapuyu üzerine aldığını, satışın üzerinden 3 yıl geçtikten sonra davalının icra takipleri ve arsa üzerine yapılan dairelerin satış ilanı dolayısı ile olayın öğrenildiğini ileri sürerek, davalı adına kayıtlı 4223 ada 18 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı savunma getirmemiş, yargılama aşamasında davalı vekili sunduğu 08.02.2016 tarihli dilekçesi ile davacılar tarafından açılan davayı kabul ettiklerini bildirmiştir.
    Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1937 doğumlu mirasbırakan ...’ın 11.03.2013 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı eşi Nefiye ile davacı kızı ...’nın kaldıkları, murisin adına kayıtlı 4223 ada 18 parsel sayılı taşınmazını 21.12.2011 tarihinde satış yolu ile davalı ...’ye temlik ettiği, söz konusu taşınmaz üzerine davalı ... tarafından bina inşaa edildiği, 10 adet bağımsız bölümün oluştuğu, yine çekişme konusu taşınmaz üzerinde 12.4.2013 tarihinde kat irtifakı tesis edildiği,oluşan bağımsız bölümlerin tümü davalı adına kayıtlı iken çeşitli tarihlerde dahili davalılara ve dava dışı şahıslara devredildiği, yargılama aşamasında 15.02.2016 tarihli celsede, davacı vekilinin tazminat taleplerinin olmadığını,sadece tapu iptali ve tescil talep ettiklerini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edilebilmesi, borç ( yükümlülük ) altına girilebilmesi fiil ehliyetine bağlamış, 10. maddesinde de fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin ( reşit ) olma kabul edilmiş, “ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” hükmü getirilmiştir. “Ayırtım gücü” eylem ve işlem ehliyeti olarak da tarif edilerek aynı yasanın 13. maddesinde “yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle vurgulanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına işaret edilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu Yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, TMK"nın 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.6.1941 tarih 4/21)
    Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında, bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması, tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 282. maddesinde belirtildiği gibi bilirkişinin “ “oy ve görüşü” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
    Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye, eylem ve işleme göre değişmesi, bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen TMK"nın 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
    Somut olayda, mahkemece ehliyetsizlik iddiası yönünden herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı ve dava konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurularak bağımsız bölümler oluştuğu hususunun dikkate alınmadığı açıktır. Tapu maliki olmayan davalının kabul beyanının sonuç doğurmayacağı doğru ise de, taşınmaz üzerinde kurulan binada yer alan bağımsız bölüm maliklerinden bir kısmının davaya dahil edildikleri görülmekle birlikte davaya dahil edilen dahili davalıların kabul beyanları bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca, mirasbırakan ...’ın işlem tarihinde ehliyetli olup olmadığı hususunun yukarıda belirtilen ilke ve olgular çerçevesinde araştırılması, mirasbırakanın ehliyetli çıkması durumunda ise çekişme konusu taşınmaz üzerinde kurulan bağımsız bölümleri devralan kişilerin davada yer almaları sağlanarak, edinimlerinin iyiyetli olup olmadığı hususunun araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacıların değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi