Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/21041
Karar No: 2013/8319

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/21041 Esas 2013/8319 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, davalı ile hizmet sözleşmesine dayalı olarak bir binanın temel kaba inşaat işçiliğinin yapılması konusunda anlaşmışlar ve işi teslim etmişlerdir. Ancak, işçilik ücretlerinin tamamı ödenmemiştir. Davalı ise, davacıların kendi nam ve hesaplarına çalıştıklarını, taşeron olduklarını ve hakedişlerini ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, davacılar temyiz etmişlerdir ve Yargıtay, davacıların taleplerinin iş sözleşmesinden kaynaklandığını ve dolayısıyla iş mahkemesi görevli olduğunu belirterek, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
İlgili Kanun Maddeleri:
- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 8. maddesi
- 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi
22. Hukuk Dairesi         2012/21041 E.  ,  2013/8319 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    DAVA : Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, davanın görevsizliğine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacılar hizmet sözleşmesine dayalı olarak dayalıya ait yaklaşık 3000 metrekare binanın temelden kaba inşaat işçiliğinin yapılması hususunda 10.09.2010 tarihinde metrekaresi 28,00 TL üzerinden toplam 8.3239,00 TL"ye anlaştıklarını, aynı binadaki marketin ekstra iç sıva ve ince işçiliğini 6.370,00 TL karşılığında yaparak her iki işi 01.04.2011 tarihinde teslim ettiklerini işçilik alacaklarının tamamının ödenmediğini, zaman içinde peyderpey ödeme yapıldığını bakiye 21.768,00 TL ücret alacaklarının ödenmesini talep etmişlerdir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davacıların kendisine ait binada kendi nam ve hesaplarına çalıştıklarını, işçi olmadıklarını, taşeron olduklarını, davacıların üç ortak olduğunu bir çok işçi çalıştırdıklarını hakediş olarak 68.292,00 TL ödeme yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacılar temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 8. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme (emek) ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici unsurlarıdır.
    İş sözleşmesini eser ve vekâlet sözleşmelerinden ayırt eden en önemli kıstas bağımlılık unsurudur. Her üç sözleşmede iş görme edimini yerine getirenin iş görülen kişiye (işveren-eser sahibi veya temsil edilen) karşı ekonomik bağlılığı vardır. Ancak, iş sözleşmesinde işçi, belirli veya belirsiz süreli olarak işveren için çalışır. Vekâlette ise vekilin belli bir zamana bağlı olarak çalışması sözkonusu değildir. Vekil kural olarak uzmanlığı bakımından iş sahibinin talimatları ile bağlı değildir. İş sözleşmesinin varlığı, ücretin ödenmesini gerektirir. Oysa vekâlet için ücret zorunlu bir unsur değildir. Vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlerde, iş sözleşmesinin aksine sosyal nitelikte edimlere ve koruma yükümlülüklerine rastlanmaz. Bağımsız olarak iş gören, bu sebepe faaliyetini sürdüreceği zamanı belirlemede kısmen de olsa serbestliğe sahip olan, bütün zamanını tek bir müvekkile hasretmek zorunda olmayan vekil, farklı kişilerle ayrı vekâlet sözleşmeleri yapabilmekte ve bu şekilde ekonomik olarak tek bir işverene bağlı olmaktan kurtulmaktadır.
    İş sözleşmesini belirleyen başka bir kriter hukukî-kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukukî bağımlılık, işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki davranışlarına ilişkin talimatlara uyma yükümlülüğünü üstlenmesi ile doğar. İşçi, edimini işverenin karar ve talimatları çerçevesinde yerine getirmek durumundadır. İşçinin bu anlamda işverene karşı kişisel bağımlılığı da bulunmaktadır.
    İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini, işverenin talimatlarına göre hareket etmek ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır. İşin işverene ait işyerinde görülmesi, malzemenin işveren tarafından sağlanması, iş görenin işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden talimat alması, işin iş sahibi veya bir yardımcısı tarafından kontrol edilmesi, bir sermaye koymadan ve kendine ait bir organizasyonu olmadan faaliyet göstermesi, ücretin ödenme şekli kişisel bağımlılığın tespitinde dikkate alınacak yardımcı olgulardır. Sayılan bu belirtilerin hiçbiri tek başına kesin bir ölçü teşkil etmez. İşçinin, işverenin belirlediği şartlarda çalışırken, kendi yaratıcı gücünü kullanması, işverenin isteği doğrultusunda işin yapılması için serbest hareket etmesi, bu bağımlılık ilişkisini ortadan kaldırmaz. Çalışanın işyerinde kullanılan üretim araçlarına sahip olup olmaması, kâr ve zarara katılıp katılmaması, karar verme özgürlüğüne sahip olup olmaması bağımlılık unsuru açısından önemlidir.
    Yukarıda sayılan ölçütler dışında, bağımsız çalışan kişiyle işçiyi birbirinden ayıran önemli diğer bir kriter, işin yönetim ve denetiminin kime ait olduğudur. İşçi, işverenin yönetim ve denetim sorumluluğu altında bulunan bir organizasyon içinde yer alır. Çalışma saatleri ve işin yapılacağı yer işverence belirlenir. İş araçları ve dokümantasyonu genelde işverence sağlanır. Bu konudaki alt bir kriter ise çalışanın kendisi, başkası ya da bir hizmet organizasyonu kapsamında iş yapması olgusudur. İşçinin işveren tarafından önceden belirlenen amaca uyma yükümlülüğü var iken, bağımsız çalışan açısından böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. İşçinin önceden iş şartlarını ve işin yapılması sırasında kullanılacak araçları seçme yetkisi ya da işin yapılacağı yer ve zamanı belirleme serbestisi yoktur. Çalışan kişi işin yürütümünü kendi organize etse dahi, üzerinde iş sahibinin belirli ölçüde kontrol ve denetimi sözkonusuysa, iş sahibine bilgi ve hesap verme yükümlülüğü varsa, doğrudan iş sahibinin otoritesi altında olmasa da bağımlı çalışan olduğu kabul edilebilir. Çalışanın işini kaybetme riski olmaksızın verilen görevi reddetme hakkına sahip olması (ki bu iş görme borcunun bir ifadesidir) durumunda, çalışan kişinin “bağımsız çalışan” olduğu kabul edilmelidir. Vekilin dilediği zaman sözleşmeyi sona erdirme hakkı, işverene karşı mutlak olmamakla birlikte bir ölçüde bağımsızlığını ortaya koymaktadır. Oysa işçi, işin gerçekleştirilmesi yönünden amaca uygun olmadığını düşündüğü bir talimatı, işverenin ısrarı karşısında yerine getirmek zorundadır.
    Avukat ile yapılan sözleşmede takip edilen dava ve icra dosyaları sebebiyle aylık sabit ücret ödeneceğinin öngörülmesi, taraflar arasındaki ilişkiye iş ilişkisi niteliğini tek başına kazandırmaz.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesinde iş mahkemelerinin görevi, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi” olarak belirlenmiş olmakla, işçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
    Somut olayda davacılar dava dilekçelerinde 10.09.2010 tarihinde davalıya ait binanın kaba inşaat işçiliğini yapmak için anlaştıklarını, 01.04.2011 tarihinde ise anlaşma gereği işi teslim ettiklerini, bakiye işçilik ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı davacıların kendi nam ve hesabına çalıştıklarını, taşeron olduklarını hakedişlerini ödediğini savunmuştur. Davacıların Sosyal Güvenlik Kurumu dönem bordrolarına göre 02.11.2010 tarihinde davalı yanında işe girişlerinin yapıldığı, 14.04.2011 tarihinde ise işten çıkışlarının verildiği anlaşılmaktadır. Davacıların davalıya ait binanın kaba inşaatinda metre kare üzerinden ücret alarak anlaştıkları, iş bitene kadar belirli süre ile çalıştıkları davalı tarafından sigorta primlerinin yaptıkları iş süresince yatırıldığı, iş bitiminde ise çıkışlarının verildiği anlaşılmakla iş sözleşmesinin iş görme, ücret ve bağımlılık unsurlarının oluştuğu ortadadır. Taraflar arasında 4857 sayılı Kanun"dan kaynaklanan hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. Mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmaya gerektirmiştir.Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi