13. Ceza Dairesi 2018/15130 E. , 2019/8894 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinin birinci fıkrasında;
“Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hali saklıdır.”
Denilmektedir.
Madde gerekçesinin ilgili bölümünde ise;
“Birinci fıkrada suçun maddî unsurlarında hataya ilişkin hükme yer verilmiştir. Kast, suçun kanuni tanımındaki maddî unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Bu unsurlara ilişkin bilgisizlik, eksik veya yanlış bilgi sahibi olunması durumu ise, maddî unsurlarda hata olarak adlandırılır. Böyle bir hata kastın varlığına engel olur. Örneğin, kişi vestiyerden kendisininki zannederek başkasının paltosunu alır. Keza, kişi gece karanlığında vahşi bir hayvan zannıyla hareketli bir cisme ateş eder. Ancak, gerçekte bu hareket eden cisim bir insandır ve dolayısıyla; bu insan ölür veya yaralanır. Örnek olarak verilen bu olaylarda failin bilgisi gerçeğe uysaydı; işlediği fiil haksızlık teşkil etmeyecekti. Bu nedenle hata hâlinde kasten işlenmiş bir suçtan söz etmek mümkün değildir.
Fıkrada ayrıca, maddî unsurlarda hata hâlinde, taksirle sorumluluğa ilişkin hükme yer verilmiştir. Buna göre, meydana gelen neticeye ilişkin olarak gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olsaydı böyle bir netice ile karşılaşılmazdı şeklinde bir yargıya ulaşılabiliyorsa; taksirle işlenmiş bir suç söz konusu olur. Ancak bu durumda neticenin taksirle gerçekleştirilmesinin kanunda suç olarak tanımlanmış olması gerekir. Bu nedenle, kendisinin sanarak başkasının çantasını alan kişinin yanılgısında taksirin varlığı kabul edilse bile; kanunda hırsızlık fiilinin ancak yararlanma kasdıyla işlenebileceği belirtildiği için; böyle bir olay dolayısıyla ceza sorumluluğu doğmayacaktır. Buna karşılık, av hayvanı zannederek gerçekte bir insana ateş edip onun ölümüne neden olan kişinin bu hatasında taksiri varsa, adam öldürme kanunda taksirle işlenen bir suç olarak da tanımlandığı için, böyle bir olayda fail, taksirle adam öldürme suçundan dolayı sorumlu tutulacaktır.” Açıklamasına yer verilmiştir.
./.
Somut olayda; sanığın tanık beyanları ile desteklenen ve aksi kanıtlanamadığı için doğru kabul edilmesi gereken savunmasına göre, sanığın olay günü ziyaret amacıyla arkadaşının evinde iken arkadaşları ile köpek kulübesi yapmak amacı ile testere aramak için apartmanın ortak kullanımında olan bodruma inerek orada apartmanın ortak kullanımında zannettiği müşteki Yaşar’ın kullanımında olan depoya girmek suretiyle içeride testere aradığı sırada apartman görevlisinin ve yöneticinin gelerek polise haber verdikleri anlaşılmıştır.
Sanığın, kastı kaldıran bu hatasından yararlanması gerekir. Sanığın kast yokluğu nedeniyle unsurları yönünden oluşmayan müsnet suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
Sanığın adli sicil kaydında gözüken ilam, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik olup ve suç tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediği, iki suç açısından da her hangi bir zararın söz konusu olmadığı, sanık hakkında tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat ile hükümlerin ertelenmesine karar verilmiş olması karşısında; 231/8 de düzenlenen bir kişinin sadece bir kez hagb den yararlanması kuralının 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı yasayla getirilmiş olduğu gözetilmeden daha önce hakkında HAGB kararı verildiği şeklindeki hatalı gerekçe ile 231. maddenin uygulanmamasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 23/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.