
Esas No: 2010/12391
Karar No: 2012/2216
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/12391 Esas 2012/2216 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir. Mahkemece, kusur oranlarının saptanmasında öncelikle, maddi olayın ne şekilde oluştuğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmiş olması gerekir. İhlal edilen mevzuat hükümleri belirlenirken, zararlı sonuçların önlenmesi için durum ve koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkatin neler olduğunun eksiksiz bilinmesinde, kusur raporuna ve dava dosyasına yansıtılmasında yasal zorunluluk vardır. Mahkemenin, davaya konu iş kazasının meydana gelmesinde kazalının %50 oranında kusurlu olduğu, %50 oranında da kaçınılmazlığın bulunduğu belirtilen ve hükme dayanak aldığı kusur raporunda %50 kaçınılmazlığın nedeni yeterince açıklanmamıştır. Zira, işyerinde işgüvenliği ile ilgili tüm tedbirlerin alınmasına rağmen, kaza oluşmuşsa bu takdirde kaçınılmazlığın varlığından söz edilebilir. Raporda ise, böyle bir açıklık olmadığı gibi, böyle bir olayın sonucunun kısmen kaçınılmazlıkla açıklanması, günümüz teknolojisinde alınabilecek önlemlerin bulunduğu hallerde isabetli olamaz.
Belirtilen bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak; çalışanların geçmesi için konveyörler arasında bırakılan yeterli aralıktan geçmek yerine, konveyörün üstünden atlayarak, ayağının kayması şeklinde meydana gelen iş kazasında, kusurun ağırlığının sigortalıda bulunduğu da gözetilmek suretiyle, meydana geldiği iş kolunda uzman oldukları belirlenen işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman kişiden kusur raporu alınarak, yapılacak değerlendirme ile hüküm kurmak gerekirken, yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.