
Esas No: 2021/12649
Karar No: 2022/301
Karar Tarihi: 12.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12649 Esas 2022/301 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/12649 E. , 2022/301 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... avukatı ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, 16.08.2008 tarihinde geçirdiği trafik iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalıya bağlanan gelir, ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve tedavi giderleri ödemeleri nedeniyle meydana gelen Kurum zararının 506 sayılı Yasanın 26. maddesi gereği davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme tarafından hükme esas alınan kusur raporlarında, olaya karışan ve plakası belirlenemeyen aracın,arkadan gelen trafiği tehlikeye sokarak geçiş hakkı bulunan araçlara geçiş hakkı vermeyerek kazanın oluşumuna neden olması sebebiyle %75 oranında kusurlu bulunduğu, davalı ...’nın itfaiye aracı ile seyir halindeyken yola dikkatini vermediği, aracın hızını yol, trafik, teknik özelliğine uygun ayarlamadığı, araçta bulunan suyun çalkalanma etkisini hesaba katmadığı, önüne kontrolsüz şekilde çıkan araç sebebiyle direksiyon manevrası yaparak aracın devrilmesine neden olmakla %15 oranında kusurlu olduğu ve araç sahibi işveren konumunda bulunan ...’nın ise belediyeye ait itfaiye aracında emniyet kemeri olmadığı,dolayısıyla kazalı tarafından emniyet kemeri tedbiri alınmasının mümkün olmaması nedeniyle %10 oranında kusurlu bulunduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca, Anayasanın 129/5 maddesinde; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve Kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.” hükmünün öngörülmüş olmasına, keza 657 Sayılı Kanununun 13. maddesi de bu hususu amir olduğundan yetkilerini kullanırken deyiminin; uygulamada görevlerini yaparken biçiminde yorumlanmasına, normlar hiyerarşisine göre önce Anayasa ve sonra sırasıyla, Kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerinin uygulanması prensibinin hukukun evrensel kurallarından bulunmasına göre, eylem veya işlemin görev kusuru olarak nitelendirilebildiği hallerde, kişisel kusura dayanılarak memur hakkında Adli Yargıda doğrudan doğruya dava açılmayacağı açıktır. Dosyaya gelen bilgilere göre davalı ...’nın kaza tarihinde davalı ... Başkanlığında 4/c statüsünde çalıştığının belirgin olması karşısında davalı ... hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmelidir.
2-Öte yandan, diğer davalı ... Başkanlığının sorumluluğu belirlenirken, meçhul araç sürücüsüne rücu hakkını kullanmasındaki güçlük de gözetilerek, Borçlar Kanunu’nun 43–44. maddeleri uyarınca takdir edilecek bir oranda hakkaniyet indirimi konusundaki değerlendirmenin kararda tartışılması gerekir.
3-Kabule göre de, davalı ... yönünden dava ile 11.631,49 TL’nin tahsili talep edilmiş olmasına rağmen, Mahkemece talep aşılmak suretiyle bu davalıdan da 13.969,64 TL’nin tahsiline karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ... avukatı ile davalı ...’nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine, 12.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.