Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12818
Karar No: 2022/200
Karar Tarihi: 12.01.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12818 Esas 2022/200 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/12818 E.  ,  2022/200 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, sigorta başlangıcının 01.10.1984 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamı sonrası davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 108. maddeleri olup, 108. madde, sigortalılık süresini düzenlemekte olup, sigortalılık niteliği taşımayan bir kimsenin sigortalılık süresinden de söz edilemez. Olağan olarak sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanunun 2. maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6. madde gereğince çalışmaya başlaması ile edinilir. Bu maddelerde açıkça belirtildiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Fiili çalışma saptanmadıkça, sadece hizmet akdine dayanılması halinde sigortalılık söz konusu olamaz. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda Hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 28/08/1967 doğumlu, davacının bildirgedeki işe giriş tarihi olan 01/10/1984 tarihinde 17 yaşında olduğu, 01.10.1984 tarihli işe giriş bildirgesinin34180 048 sicil numaralı, ... ünvanlı işyerinden 19.11.1984 tarihinde 139766 varide sayısı ile Kuruma verildiği, aynı tarihli sigorta sicil kartı sureti sunulduğu, ... adına ... Köyü ... adresinde kurulu ve ... sicil numarası ile tescilli mermer ocağı işyerinin 01.10.1984 - 31/10/1984 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu, 1984/3. dönem bordrosunun Kuruma verilmediği, ... İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen 15.09.2015 tarihli tutanakta "..." Mahallesinde şuan faaliyette bulunmayan ...'a ait maden ocağının hizmet verdiği 1984 yılında komşu işyerinin tespitinin istenmiş olması nedeniyle yapılan araştırmada, ... adında, tahminen işletmecisinin ... olduğu bilinen mermer ocağının faaliyette bulunduğunun"belirtildiği, davalı Kuruma yazılan 21.01.2016 tarihli yazı ile "... Mermer Ocağı veya ... adına kayıtlı olan komşu işyeri ile 1984/10.aya ilişkin dönem bordrosunun istenmesi" üzerine, ... Köyü ... mevkii ... adresinde kurulu, ... Cad. ... İşhanı Kat.... irtibat adresli ve ... sicil numaralı, işveren adı okunmayan, mermer ocağı işyerine ait 1984/3.dönem bordrosunun gönderildiği, bildirilen sigortalıların ... ve ... olduğu, dinlenen davacı tanıkları ..., ..., ..., ..., ...’ın çalışmayı doğruladıkları, komşu işyeri tanıkları ..., ...’ın davacıyı tanımadıklarını söyledikleri, bodro tanığı olmaması nedeniyle bozma ilamı sonrası dinlenen komşu iş yeri tanıklarının (1984-1985 yılı ... ... Köyü muhtar ve azaları, köy bakkalı) ise; davacının mermer ocağında çalışmış olabileceğini ancak aradan geçen zaman nedeniyle hatırlamadıklarını beyan ettikleri, davacıya ait sigorta sicil numarasının 1984 yılına ait serilerden olduğu, dosya içerisinde yer alan Adli Tıp Kurumu raporundan davacı adına verilmiş işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olduğunun belirlenemediği, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Yapılacak iş; bozma ilamı sonrası dinlenen komşu iş yeri tanıklarının (1984-1985 yılı ... ... Köyü muhtar ve azaları, köy bakkalı) ise; davacının mermer ocağında çalışmış olabileceğini ancak aradan geçen zaman nedeniyle hatırlamadıklarını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında, davacının fotoğrafının tanıklara gösterilmek suretiyle yeniden beyanlarına başvurarak; çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi