
Esas No: 2021/7120
Karar No: 2022/209
Karar Tarihi: 12.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/7120 Esas 2022/209 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/7120 E. , 2022/209 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi
Dava, sigorta başlangıcının tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.10.1983 tarihinde ... Yolu 5.km ... adresinde faaliyet gösteren ... Ziraat Aletleri A.Ş.'de işe başladığını, işe giriş bildirgesini ... isimli işverenin verdiğini, Kurum kayıtlarında çalışmasının gözükmediğini, müvekkilinin sigortalılık başlangıç tarihinin 01.10.1983 olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, hak düşürücü süre itirazında bulunarak, dönem bordro kayıtlarında davacının adına rastlanılmadığını, Kurum kayıtlarının aksinin ancak yazılı deliller ile ispat edilebileceğini, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun eylemli ve gerçek biçimde saptanması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından “ davanın reddine” dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... 2. İş Mahkemesi'nin 14.10.2020 tarih, 2019/313 Esas ve 2020/517 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu iddiası ile bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi hükmünde yer alan düzenleme ile genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun olduğu kabul edilmelidir.
Davacının, dava dışı Sadık Çoban ve ortakları adına işlem gören 47759 sicil nolu işyerinde 01/10/1983 tarihinde işe ilk girişi yapılarak işe giriş bildirgesi verilmiş, 03/11/1983 tarihinde Kuruma intikal etmiştir. Bahse konu bildirgede hem davacının hem de işverenin imzası yer almaktadır.
Sigortalılık başlangıcının tespitine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.06.2011 günlü 2011/307 E. - 2011/366 K. sayılı, 21.09.2011 günlüve 2011/527 E. - 2011/552 K. sayılı ilamları gözetildiğinde, 506 sayılı Kanunun 108. maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca Kanunun 2. maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir.
Bu nedenledir ki, somut olayda uyuşmazlık fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yöntemince düzenlenip süresi içinde kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de, fiili çalışmanın varlığının ortaya koyulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava, aynı zamanda sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında, adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak, yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda, çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve Anayasa’nın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkının niteliği gereği bu tür davalarda, hâkim, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını resen belirlemelidir.
Bunun için de bu tür davalarda, işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, işyeri çalışanları saptanmalı ve sigortalının hangi işte ne kadar süre ile çalıştığı açıklanmalıdır.
Eldeki davada; mahkemece, bordro tanıklarından 09/05/1983-10/12/1985 tarihleri arası bildirimi bulunan tanık ...’nin dinlendiği, bu tanığın ve kamu tanığı olarak dinlenilen ... ile komşu işyeri tanığı olarak dinlenilen ...’ın ifadelerinde “davacıyı tanımadıklarını” beyan etmeleri karşısında davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkeme hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Dosyada mevcut, Kurum tarafından gönderilen bilgi ve belgelerden, işe giriş bildirgesinin verildiği ... sicil sayılı işveren ... ve ortakları işyerinin 01/04/1983-31/12/1988 yılları arasında kapsamda olduğu, mahiyetinin pulluk imali olduğu ve adresin ... Yol üzeri 5. km ... olarak gösterildiği, yine ... sicil nolu işverenin ... Ziraat Alet San. ve Tic. A.Ş. işyerinin 01/10/1983-03/06/1985 yıllarında kapsamda olduğu, mahiyetinin zirai alet imali olduğu, adresinin ise ... ... Yolu üzeri ... olduğu, dinlenen bordro tanığı ...’nin ifadesi ile diğer tanıklar ... ve ...’ın ifadelerinde “... Ziraat’i bilirim” şeklinde ifade verdikleri, bordro tanığının, ... Ziraatin sahibi ... diye biriyde ancak ... sahibi olarak gözükürdü ifadesi karşısında işe girş bildirgesinin verildiği Sadık Çoban ve ortakları işyeri ile Alplre Ziraat Alet San. ve Tic. A.Ş. arasında bir bağlantının olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının bildirim yapılan işyerinde fiili çalışması bulunup bulunmadığı tereddütsüz şekilde ortaya konulmalı, işe giriş bildirgesinde belirtilen işyerinden başkaca bordro tanıkları tespit edilip dinlenmeli, yine ... Ziraat Alet San. ve Tic. A.Ş.’den de bildirimi bulunan ve çalışmayı bilebilecek bordro tanıklarının ifadesine başvurulmalı, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 12/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.