19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/7605 Karar No: 2016/1051 Karar Tarihi: 28.01.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/7605 Esas 2016/1051 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı şirket, satış sözleşmesinden dolayı vade farkı alacağının tahsili için davalı aleyhine başlattığı icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, taraflar arasındaki sözleşmede vade farkının hükme bağlanması nedeniyle, artık taraflar arasında teamül haline gelip gelmediğinin araştırılmasına gerek olmadığı, ancak vade farkı talep edilen sipariş formu ile buna bağlı faturanın ve ödeme vadesinin açıkça bilinmesi gerektiği, davacı tarafın dayandığı sipariş formları ile taraf defterlerine işlenmiş faturalar arasında yeterli irtibatı kuracak bilgi ve belgenin bulunmadığı için davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 128, İcra ve İflas Kanunu madde 106.
19. Hukuk Dairesi 2015/7605 E. , 2016/1051 K. "İçtihat Metni"
ESAS NO :.... KARAR NO : ... T.C. ... .... Hukuk Dairesi ESAS NO : ... KARAR NO :... ... İ L A M I MAHKEMESİ : ... TARİHİ : 28/11/2014 NUMARASI : 2014/394-2014/617 DAVACI :... DAVALI :... Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili şirketin satış sözleşmesinden dolayı vade farkı alacağının tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, taraflar arasında imzalanan satış sözleşmelerinde satışı yapılan ürünlerin ödeme vadelerinin ve bu vadelere uyulmaması halinde uygulanacak olan vade farkı oranının açıkça belirlendiğini, takibe konu fatura alacağının da davalının söz konusu satış sözleşmesine uymamasından kaynaklandığını belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiş, davalı vekili 08.09.2014 tarihli beyan dilekçesinde; davacının vade farkı talebinin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki sözleşmede vade farkının hükme bağlanması nedeniyle, artık taraflar arasında teamül haline gelip gelmediğinin araştırılmasına gerek olmadığı, ancak davacı tarafın geçmişten itibaren tüm alışverişlere yönelik vade farkı talep edebilmesi için, vade farkı talep edilen sipariş formu ile buna bağlı faturanın ve ödeme vadesinin açıkça bilinmesi gerektiği, davacı tarafın dayandığı sipariş formları ile taraf defterlerine işlenmiş faturalar arasında yeterli irtibatı kuracak bilgi ve belgenin bulunmadığı, hangi faturanın hangi sipariş fişine dayalı olarak kesildiğinin ve hangi ödemenin hangi faturaya ait olduğunun belirsiz olduğu, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile aralarındaki satış sözleşmesine istinaden vade farkı faturasından kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi başlatmış, borca itiraz üzerine bu dava açılmıştır. Taraflar arasındaki 20.03.2012 tarihli satış sözleşmesinde ""vadesine uyulmayan ödemelerde YTL"de aylık %3, dövizde aylık %1 vade farkı uygulanacaktır"" düzenlemesi bulunmaktadır. Vade farkının istenebilmesi için, taraflar arasında yazılı sözleşme ya da fiili uygulama olması gerekir. Somut olayda, imzasına itiraz edilmeyen sipariş formunda, geç ödemelerde vade farkı alınacağı düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki ticari ilişkide, bu sözleşme tarihinden sonra yapılan satış işlemleri ve ödemelerde vade farkı tahakkuk etmiş ise, davacı bu miktarı talep edebilecektir. Mahkemece, davacının bilirkişi raporuna yaptığı itirazlar da gözetilerek, yeniden rapor alınıp, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.