Esas No: 2021/12423
Karar No: 2022/342
Karar Tarihi: 13.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12423 Esas 2022/342 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/12423 E. , 2022/342 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2017/77-2021/36
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularal ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin 5510 sayılı Yasa'nın 21. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir. Davanın gelirler yönünden yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usûlî olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Iudicata’nın Türkçesi Üzerine”, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2012 tarih ve 2011/19-639 Esas, 2012/30 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kesin bir mahkûmiyet anlamında bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuk hakimini bağlamayacağının kabulü gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde, bir önceki bozma ilamında ceza dosyasında kusurlu bulunarak mahkum olanlar yönünden kusur incelenmesi gerektiği belirtilmesi üzerine, somut olaya ilişkin ceza davası sonucu hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülen davalı ...’a kusur verilmiş ise de, dosya kapsamında bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu raporunda, işyerinin iş güvenliği uzmanının dava dışı... olduğu belirtilmekle, ceza dosyası getirtilerek ceza davasında davalı ...’ın isminin nasıl belirlendiği irdelenmeli, işyerinde kaza tarihinde sorumlu iş güvenliği uzmanının kim olduğu araştırılarak, mahkemece davalı şahıs ve dava dışı kişilerin mevcut olaydaki kusurları yönünden irdeleme yapılmak üzere yeniden rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Ayrıca, dosya içerisinde bulunan ilk peşin sermaye değerli gelir tabloları arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla kurumdan sebebi sorulmuş, esas alınması gereken ilk peşin sermaye değerli gelir miktarları ve gelirden çıkan hak sahipleri yönünden fiili ödeme miktarlarının bildirilmesi üzerine ilk peşin sermaye değerli gelir miktarları ile fiili ödemelerin karşılaştırılarak düşük olan miktarın kusur karşılığına hükmedilmelidir. Bunun yanında davalı ... (Türker Gemi)’nin yapılandırma kapsamında dava konusu zararı ödeyip ödemediği hususu kurumdan sorulup, hüküm kurulurken kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden kurum lehine oluşan usulü kazanılmış hak durumu da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum ve davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 13.01.2022 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.