MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)


Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile 24/04/2009 tarihinde ... ... Toplu Konut Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin yapıldığını, 116.430,00 TL bedel karşılığında ... ... numaralı gayrimenkulü satın aldığını, sözleşmenin 3. maddesinde gayrimenkulün inşaat süresinin 30 ay olarak kararlaştırıldığını, sözleşme gereğince dava konusu gayrimenkulün 24.10.2011 tarihinde teslim edilmesi gerekirken zamanında teslim edilmediğini, taşınmazın tam ve eksiksiz olarak hangi tarihte teslim edileceğinin belli olmadığını ileri sürerek ıslahen 10.768,66 TL. geç teslimden kaynaklı kira bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; 10.768,66 TL tazminatın 200,00 TL’lik kısmına dava tarihinden itibaren, bakiye 10.568,66 TL’lik kısmına ıslah tarihi olan 20/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyizi üzerine mahkemece 16/10/2014 tarihli ek karar ile; "davalı vekilinin temyiz giderini 18/07/2014 tarihli muhtıranın tebliğ tarihi olan 01/08/2014 tarihinden itibaren 7 (yedi) günlük kesin süre içerisinde yatırmadığı" gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına, temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, davalı bu ek karara karşı, asıl davaya ilişkin itirazları ile birlikte temyiz talebinde bulunmuştur.
1-Davacının 05.08.2014 tarihinde ... .... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere ... ... Tüketici Mahkemesi (2014/397 muhabere sayılı) aracılığı ile gönderdiği dilekçesi ekinde 01.08.2014 tarihinde tebliğ edilen muhtırada bildirilen 60,00 TL temyiz dosya masrafını süresi içinde mahkemesine gönderdiği anlaşılmakla, temyiz talebinin reddine ilişkin 16/10/2014 tarihli yerel mahkeme ek kararı usul ve yasaya aykırı olup bu durum ek kararın bozularak kaldırılması ve işin esasına girilmesini gerektirir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Dava, geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesinin “gayrimenkulün teslimi ve kullanılması” başlıklı kısmında gayrimenkulün inşaat süresi 30 ay olarak düzenlenmiştir. Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan BK 106. vd. maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemektedir. Bu durumda, gerek sözleşme gerekse BK 106 vd maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacı zararını talep etmekte haklıdır. Mahkemece, imzalanan 24/04/2009 tarihli sözleşmede taşınmazın teslim tarihinin 30 ay olarak kararlaştırıldığı, dolayısı ile dava konusu taşınmazın en geç 24/10/2011 tarihinde davacıya teslim edilmesinin gerektiği ve davacının bu tarihten itibaren kira bedeline hak kazanacağı,her ne kadar davalı tarafından taşınmazın geçici teslim tutanağı ile davacıya tesliminin yapıldığı iddia edilmişse de teslim tutanağının dosyaya ibraz edilmediği dolayısı ile davalının üzerine düşen ispat yükünü yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, dosya kapsamında alınan bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiş ise de; bilirkişi kurulu raporunda, 24/04/2009 tarihinden, 24/10/2011 tarihine kadar olan dönem için kira bedelini hesaplamış ancak hesaplama yapılırken (23 ay 11 gün) hata yapılmıştır. Davalı tarafça, yapılan hesaba itiraz edilmiş ve ek rapor alınması istenmiş ise de davalının itirazları doğrultusunda mahkemece bir inceleme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, davalının bilirkişi kurulunca yapılan hesaplamaya ilişkin itirazları dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde, eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz talebinin kabulü ile mahkemenin ek kararının kaldrılmasına, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 3. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 735,60 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.