Esas No: 2022/1397
Karar No: 2022/5061
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1397 Esas 2022/5061 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2022/1397 E. , 2022/5061 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik verilen hüküm davacı vekilince süresi içinde, davalı vekilince süresi dışında temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl dava ve karşı dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Asıl dava davacısı, karşı dava davalısı yüklenici dava dilekçesinde özetle; kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği üzerine düşen edimini yerine getirdiğini, ancak kendisine düşen 5 numaralı bağımsız bölümün tapusunun verilmediğini ve dava dışı 3.kişiye satıldığını belirterek bağımsız bölümün bedelini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava davalısı karşı dava davacısı cevap dilekçesinde özetle; bağımsız bölüm bedelinin davacıya ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Arsa sahibi karşı dava dilekçesinde ise; inşaatın bitirilmesi gereken tarihte bitirilip teslim edilmediğini belirterek geç teslim nedeniyle kira alacağını talep etmiştir.
Mahkemece ilk olarak asıl davanın kısmen kabulü ile karşı davadaki talebinin asıl davadan mahsubuna, karşı davada ise davalı karşı davacının 12.000,00 TL’lik kısım yönünden takas mahsup yapılmasına, bakiye bedel yönünden ise esas yönünden karşı davasının reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karar (kapatılan) Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 06.05.2019 tarih, 2016/4877 Esas ve 2019/1669 Karar sayılı ilamında belirtilen “Davacı yüklenici davalı arsa sahibi tarafından satılan daire bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı arsa sahibi bedelin ödendiğini savunarak bir kısım havale dekontları sunmuştur. Havalede bir açıklama bulunmaması halinde yapılan havale ile mevcut bir borcun ödendiği bir karinedir. Ancak davalı tarafından sunulan bir kısım havale dekontlarda açıklama olmasına rağmen bu harcamaların yüklenici lehine yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır. Bu kabilden olmak üzere, mahkemece gerekirse bu belgeler konusunda HMK’nın 169. maddesi uyarınca isticvap hususu ile davalı-karşı davacı arsa sahibinin dayandığı yemin delili üzerinde durulup sonucuna göre bir karar verilmesi” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı yüklenici şirket temsilcisinin isticvabına başvurulmuş, temsilci; lehlerine yapılan herhangi bir ödeme bulunmadığını belirtmiş, davalı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davalı taraf yemin deliline başvurmayacağını belirttiğinden asıl davanın kısmen kabulü ile karşı davadaki talebinin asıl davadan mahsubuna, karşı davada ise davalı karşı davacının 12.000,00 TL’lik kısım yönünden takas mahsup yapılmasına, bakiye bedel yönünden ise esas yönünden karşı davasının reddine karar verilmiştir.
Anılan karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava davalısının kararı temyiz ettiği, harcı eksik yatırdığı, tamamlanması için mahkemece davalıya usulüne uygun olarak düzenlenen muhtıra ile 1 haftalık kesin süre verildiği, muhtıranın davalı vekiline 21.02.2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak harcın 28.02.2022 tarihinde yatırıldığı, 1 haftalık kesin sürenin geçmiş olduğu anlaşıldığından davalının temyiz itirazlarının süre yönünden reddine,
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddine,
3-Davacının asıl dava değerini 145.000,00 TL olarak gösterdiği, ancak asıl davanın 133.000,00 TL üzerinden kabul edildiği davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin 133.000.00 TL üzerinden hesaplanması gerektiği, bu durumda davacı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin 16.585,00 TL olması gerekirken 13.390,00 TL’ye hükmedilmesi doğru olmamıştır. Karşı dava yönünden ise karşı dava değerinin 120.000,00 TL olarak gösterildiği 12.000,00 TL bedelin mahsubunun yapıldığı, kalan bakiye bedel açısından ise davanın reddine karar verilmiştir. Buna göre reddedilen dava değeri üzerinden davacı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin 14.210,00 TL olması gerekirken mahkemece 11.390,00 TL’ye hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiş ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK.nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin süre yönünden temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 3. bent uyarınca yerel mahkeme kararının hüküm fıkrası 7. bendinde yer alan “13.390,00 TL”nin hüküm fıkrasından çıkarılmasına yerine “16.585,00 TL” rakamının yazılmasına, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrası 9. bendinde yer alan “11.390,00 TL”nin hüküm fıkrasından çıkarılmasına yerine “14.210,00 TL” rakamının yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harçların istek halinde taraflara iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.