18. Hukuk Dairesi 2016/4729 E. , 2016/7512 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde,.... parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davacı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan 08.12.2015 gününde temyiz edenlerden davalı vekili A..... geldi. Davacı adına gelen olmadı. Gelen vekilin sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosya eksiklik nedeniyle mahkemesine geri çevrilmiş bu kez iade edilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Şöyle ki;
1-Mahkemece, dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre; Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11. maddesinin 1.fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, değerlendirme gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bu tesbitte etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle kamulaştırma bedelinin tespiti gerekir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda ve taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılan taşınmazlar da emsal alınabilir. Bu emsalin satış fiyatına .... üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar gösterilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri tespit edilmelidir.
...
Emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalıdır. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Kanununun 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
2942 sayılı Kanunun 4650 sayılı Kanun ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulmalıdır. Buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2012 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılarak, değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişki de giderilmelidir.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak incelenen 542 ada 247 parsel sayılı taşınmazın 18.09.2008 tarihli satışının emsal alındığı ve emsal taşınmaza ait satış akit tablosu incelendiğinde emsal taşınmazın toplam alanının 1500 m² olduğu halde bilirkişi tarafından 3000 m² olarak alınıp değerlendirme yapıldığı gibi, emsal satışın serbest satış olmadığı, şahıs tarafından, bir anonim şirkete satışı olup, bu satışın tarafları ve taşınmazın nitelikleri dikkate alındığında ticari amaçlı bir satış olduğu ve taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı izlenimini uyandırmaktadır. Bu nedenle, emsal olacak nitelikte olmadığı ve gerçekçi olmayan yanıltıcı sonuçlara götüreceği kuşkusuz olup bilirkişi kurulunun emsal seçimini isabetli yaptıklarından söz edilemez. Emsalin özel amaçlı olmayan, özel nitelikleri bulunmayan, dava konusu taşınmaz ile benzer özellikleri taşıyan taşınmaz satışlarından seçilmesi gerekir.
Mahkemece tarafların bildireceği veya re"sen belirlenecek emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bilirkişi incelemesi yapılarak yukarıda açıklanan esaslara uygun şekilde hazırlanacak rapora göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Davaya konu taşınmaz kat irtifaklı taşınmaz olup, davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın el atılan bölümünde herhangi bir yapının bulunmadığı, el atılan bölümün boş arsa niteliğinde olduğu dikkate alınarak sadece el atılan kısmın zemin bedeli hesaplanıp davacının arsa payı oranında bedelinin davacıya ödenmesi gerekirken zemin bedeline, el atılmamış yapı bedelleri eklenip denetime elverişli olmayacak şekilde farklı bir hesaplama yöntemi ile bedel tesbit eden bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
3-Dosya arasına alınan fen bilirkişi raporunda ve eki krokide B harfi ile gösterilen 1901.23 m² kısmın ortak yer olduğu ve Belediye Başkanlığına ait 18.09.2012 tarihli yazıdan bu kısmın artık parsel niteliğinde olduğu inşaat yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmış olup, bu halde bu alanın da bedelinin hesaplanıp tazminat bedeline eklenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
...
4-Davaya konu taşınmaza 2011 yılında el atıldığı anlaşılmakla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin 12. ve 13. fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan .... sayılı kararıyla iptal edildiğinden, 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar için açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile vekalet ücretinin nisbi olarak uygulanması gerektiği halde, mahkemece maktu harca ve maktu vekalet ücretine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı tarafa iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.