Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/1731
Karar No: 2022/1327
Karar Tarihi: 07.03.2022

Danıştay 4. Daire 2018/1731 Esas 2022/1327 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/1731 E.  ,  2022/1327 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/1731
    Karar No : 2022/1327

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Grup Otomotiv İnşaat Turizm Tekstil Gıda Nakliyat
    Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, 2010 yılında satışı yapılan araçlar için düzenlenen faturalarda katma değer vergisi matrahlarının gümrük beyannamelerindeki ithalde alınan katma değer vergisi matrahından düşük gösterilerek bir kısım satış hasılatının kayıt ve beyan dışı bırakıldığından bahisle hakkında düzenlenen inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2010 yılı kurumlar vergisi ile 2010/1-3 ve 10-12 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:.., K:… sayılı kararda; mükelleflerin ekonomik ve ticari hayatın gereklerine uygunluk sağlamak, finans ihtiyacını karşılamak gibi nedenlerle her zaman için satışını gerçekleştirdiği emtianın satış bedelini maliyet bedelinin altında belirlemek suretiyle satış yapmalarının mümkün olduğu, maliyet bedelinin altında satış yapılmış olmasının vergi kaçırma kastıyla yapıldığı sonucuna ulaşılabilmesi için "vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti esastır" ilkesi gereği, bu satış değerlerinin gerçeği yansıtmadığının hukuken geçerli belgelerle ortaya konulması gerektiği, dava konusu olayda araçların bedelinin belli olduğu, bedeli belli olan bir mal için emsal bedel uygulamasına gidilmesinin olanaklı olmadığı, araçların gerçek satış bedelinin tespit edilmesi için davalı idare tarafından vergi inceleme usul ve esaslarına uyularak gerekli araştırma ve incelemeler yapılması gerekirken, davalı idarece doğrudan "emsal bedel" uygulamasına gidilmek suretiyle "maliyet bedeli esası"na göre matrah takdir edilmesinin mümkün olmadığı, davacının satışını yaptığı araçları kar elde etmek suretiyle maliyet bedelinin üzerinde sattığına ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığı da dikkate alındığında vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğuna ilişkin kural gereğince dava konusu tarhiyatın varsayım ve kanaate dayalı olduğu anlaşıldığından, dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi açık ve tabii bulunmayan ifadelerin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı, 30. maddesinde, re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olduğu, 134. maddesinde ise; vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, tespit edilmesi ve ödenmesinin sağlanması olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
    Aynı Kanunun ''emsal bedeli ve emsal ücreti'' başlıklı 267. maddesinde ise, emsal bedel, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlanmış ve bu bedelin sırasıyla, ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası ve takdir esasına göre tayin olunacağı belirtilmiştir. Anılan maddenin, ikinci sırada yer alan maliyet bedeli esasına ilişkin düzenlemesinde, emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün olursa, bu takdirde mükellefin bu maliyet bedeline, toptan satışlar için %5, perakende satışlar için %10 ilave etmek suretiyle emsal bedelini bizzat belli edeceği hüküm altına alınmıştır.
    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanır, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır." düzenlemesi yer almaktadır.
    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinin 1. fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazanç, ticari kazanç olarak tanımlandıktan sonra maddenin ikinci fıkrasında bu fıkraya bağlı yedi ayrı bentte sayılan faaliyetlerden elde edilen kazançların, Gelir Vergisi Kanununun uygulanmasında ticari kazanç sayılacağı kurala bağlanmıştır.
    Davacı hakkında düzenlenen … gün ve … sayılı Vergi İnceleme Raporlarında özetle; 2010 yılında, ithalat yoluyla ve ilgili bayiden satın alma yoluyla iktisap ettiği ithal menşeili araçların, gümrük beyannamesindeki beyanlarına göre Gümrük Müdürlüğü tarafından hesaplanan ithalde alınan katma değer vergisi matrahının ve alış tutarı kayıtları ile 2010 yılı satış tutarı kayıtlarının karşılaştırılması sonucu yevmiye defterinin 153-Ticari Mallar hesabına kaydedilen maliyet tutarının altında satıldığına ilişkin fatura tanzim edip hasılat kaydı yaparak bir kısım satış hasılatının kayıt ve beyan dışı bırakıldığından bahisle dönem faaliyetini kayıt ve beyanlarda zararla sonuçlandırdığı, temel amacı kar etmek olan ticaret şirketlerinin, aynı yıl içerisinde araç ithal edip bu araçları da sürekli olarak satış maliyetinin altında zararına satmasının ikisadi ve ticari icaplara uymayan, normal ve mutad olmayan bir durum olduğu, mükellefe sorulduğunda, cevaben "geçmiş zaman olduğu hatırlayamadığı" şeklinde ifade verildiği, istisna durumlar haricinde alış maliyetinin altında bir satışın varlığı durumunda bu satışın muvazalı bir işlem olarak kabul edilmesi gerçek alım satım sözleşmesi sonucu oluşan irade beyanları ile faturada yazılı tutarların matrahı aşındırmak amacı ile farklı olduğunun kabul edilmesi ve araç satışlarına ilişkin emsal bedellerin tespit edilip, ilgili dönem matrahlarının re'sen takdir edilmesi gerektiği, aracın gümrük girişi sırasında ithalde alınan katma değer vergisi hesabına esas Gümrük Müdürlüğü tarafından hesaplanan katma değer vergisi matrahı ile yevmiye defterine kayıtlı tutarın karşılaştırılması suretiyle araçların satışlarına ilişkin emsal bedellerin 213 sayılı Kanun'un 267. maddesinde düzenlenen emsal bedelin belirlenmesinde ikinci sırada yer alan maliyet bedeli esasına göre; ilgili aracın gümrük girişi sırasında Gümrük Müdürlüğü tarafından hesaplanan ithalde alınan katma değer vergisi matrahı esas alınarak, bu tutara perakende satışlarda %10 oranında, bayi satışı olduğu için toptan satış olarak kabul edilen satışlarda ise %5 oranında ekleme yapılarak hesaplanan emsal bedel tutarına her bir araç için yeniden belirlenen özel tüketim vergisi tutarı da eklenerek beyan edilmesi gereken matrahının belirlendiği, bu belirlemelere göre 2010 yılında araç satış bedellerinin noksan olarak kayıtlara intikali nedeniyle re'sen hesap ve tespit edilen kazanç farkının 980.720,50 TL olduğu, bu tutardan cari yıl zararının ve mahsup edilebilecek toplam geçmiş yıl zararının düşülmesi sonucu mükellef kurumun dönem matrahının 178.668,05 TL olarak re'sen tespit edildiği ve tespit edilen matrah farkı üzerinden dava konusu tarhiyatların yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, yukarıdaki mevzuat hükümleri ve maddi olay değerlendirildiğinde, ithalat yoluyla ve ilgili bayiden satın alma yoluyla iktisap ettiği ithal menşeili araçların maliyet tutarının altında satılmak suretiyle satış hasılatının kayıt ve beyan dışı bırakılarak dönem faaliyetini kayıt ve beyanlarda zararla sonuçlandırdığı, temel amacı kar etmek olan ticaret şirketlerinin aynı yıl içerisinde araç ithal edip bu araçları da sürekli olarak satış maliyetinin altında zararına satmasının ikisadi ve ticari icaplara uymayan, normal ve mutad olmayan bir durum olduğu, mükellefe sorulduğunda, cevaben "geçmiş zaman olduğu hatırlayamadığı" şeklinde ifade verildiği, ispat külfeti davacıya ait iken dosyaya buna ilişkin ispat edici bilgi ve belgeler sunulmadığı dikkate alındığında, dava konusu tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığından Vergi Dava Dairesi kararında isabet görülmemiştir.
    Diğer taraftan, verilecek kararda geçici vergi aslına ilişkinde yeniden bir değerlendirme yapılacağı tabidir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 07/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi