Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/3380 Esas 2020/4250 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3380
Karar No: 2020/4250
Karar Tarihi: 26.02.2020

Tehdit - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/3380 Esas 2020/4250 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, sanık hakkında yaralama suçundan mahkumiyet kararı vermiş ancak bu kararın temyiz edilemez olduğu anlaşılmıştır. Tehdit suçundan verilen hükmün temyiz isteği reddedilmeden önce incelendiği ve işin esasına geçildiği belirtilmiştir. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği için zamanaşımı durmamış ve denetim süresi başlamamıştır. Bu nedenle, açıklanması geri bırakılan hükümlerin açıklanma koşullarının bulunmadığı cihetle, verilen hükmün açıklanmasına ilişkin kararında hukuki değer bulunmadığı tespit edilmiştir. Hukuki değeri olmayan mahkumiyet kararlarının dava zamanaşımını kesmediği belirtilerek, sanığın sorgusu tarihi olan 16.02.2011 tarihine göre 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, maddesinde öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımının gerçekleştiği sonucuna varılmış ve davanın düşmesi kararı verilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise 5320 sayılı Kanunun 8/1, 1412 sayılı CMUK'nın 317. ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri yer almaktadır.
4. Ceza Dairesi         2016/3380 E.  ,  2020/4250 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Tehdit, yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    1-Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ..."ün tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
    2-Tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyizde,
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın sanığın duruşmada bildirdiği en son adrese tebliğ edilmemesi nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 04/10/2018 tarihli ve 2017/8-952 esas, 2018/403 sayılı kararında da açıklandığı üzere; verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmemesi nedeniyle zamanaşımının durmayacağı ve denetim süresinin başlamayacağı, denetim süresi başlamadığı için de denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlendiğinden bahsedilemeyeceği ve açıklanması geri bırakılan hükümlerin açıklanma koşullarının bulunmadığı cihetle, Yerel Mahkemece verilen 09.07.2014 tarihli ve 2014/287 esas, 2014/ 439 karar sayılı hükmün açıklanmasına ilişkin kararın hukuki değerden yoksun olduğu, hukuki değerden yoksun olan mahkûmiyet kararlarının da dava zamanaşımını kesmeyeceği ve bu nedenle dava zamanaşımını kesen son işlemin, sanığın 16.02.2011 tarihli sorgusunun olduğu anlaşıldığından, sanığın 16.02.2011 tarihli sorgusuna göre 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımının inceleme tarihine kadar gerçekleşmesi,

    Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ün temyiz istemi bu nedenle yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının DÜŞMESİNE, 26/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.