![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2018/9256
Karar No: 2022/1299
Karar Tarihi: 07.03.2022
Danıştay 4. Daire 2018/9256 Esas 2022/1299 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/9256 E. , 2022/1299 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/9256
Karar No : 2022/1299
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…., K:... sayılı kararda; davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde yer alan borçlar için asıl borçlu şirket tarafından 6736 sayılı Kanun'un 2. maddesi kapsamında 18 eşit taksitte ödenmesi koşuluyla yapılandırılma talep edildiği görüldüğünden, şirketin tüm borçları için anılan Kanun'un ilgili hükümleri uyarınca yeniden hesaplanan miktarlar üzerinden taksitlendirme yapılmak suretiyle yeni vade belirlenen dava konusu ödeme emirlerine konu asıl borçların, şirket nezdinde kesinleşmediği için bu aşamada davacı nezdinde takibe konu edilemeyeceği, dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu … tarih ve …. sayılı ödeme emri içeriği 2008/1-3 dönemine ait özel usulsüzlük cezası ve usulsüzlük cezasına ilişkin borçların, davalı idarece sunulan ve 29/07/2018 tarihinde Mahkeme kaydına giren ara karar cevabında ödendiğinin belirtildiği ve ödemeye ilişkin tahsilat fişinin ibraz edildiği görüldüğünden, tahsil edilmiş kamu alacağı için davacının takip edilmesinde hukuka uyarlık, 06/10/2016 tarih ve …. ve …. sayılı ödeme emirleri yönünden ise, şirket tüzel kişiliğinin …. tarihi itibarıyla sona erdiği görüldüğünden, bu tarihten sonraki yapılandırma başvurusunun hukuki sonuç doğurmayacağı, bununla birlikte ödenmeyen şirket borçları için şirket kanuni temsilcisinin takip edileceği, 12/07/2018 tarihinde Dairece kayıtlarına giren ara kararı cevabında, davalı idarece asıl borçlu şirketin borçları için şirketin kanuni temsilcisine 21/10/2016 tarihinde ödeme emirlerinin tebliğ edildiğinin belirtildiği ancak kanuni temsilcinin takibinin tamamlanıp tamamlanmadığı ortaya konulmadan 26/05/2017 tarihinde davacı adına dava konusu ödeme emirlerinin tebliğ edildiği, bu haliyle şirket kanuni temsilcisinin takibi tamamlanmadan ortak olan davacının takibi amacıyla ödeme emirleri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun gerekçeli reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Şirket ortağı adına takip yapılmasında kanuna ve hukuka aykırı bir hususun bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle, küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün (olay tarihinde yürürlükte olan haliyle 7 gün) içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı ve 58. maddesinde, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; limited şirketten tahsili olanaksız hale gelen vergi alacağının kanuni temsilcilerden, 213 sayılı Kanunun 10. maddesi hükmü uyarınca takip edilebileceği ve kanuni temsilcilerin şirketin vergi borçlarının tamamından sorumlu olduğu, şirket ortaklarının ise, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesine göre asıl borçlu şirketin borçlarından dolayı hisseleri oranında sorumlu tutulabilmeleri için, borcun asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun takip edilerek kesinleştirilmesi ve alacağın şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla limited şirket kanuni temsilci ve ortaklarının takibinde, vergi borcunun öncelikle şirket tüzel kişiliğinden tahsili yoluna gidilmesi her iki Kanunun birbirine benzer hükümleri olup, borcun tahsilinin mümkün olmaması halinde ise kanuni temsilci veya ortağın takibi bakımından bir öncelik sırası öngörülmemiştir.
Kaldı ki, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından limited şirket ortaklarının sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları açıkça ifade edilmiştir.
Bu durumda, Vergi Dava Dairesince işin esasına girilerek, ödenmeyen amme alacağının daha önce şirketin kanuni temsilcisinden tahsiline çalışılıp çalışılmadığı hususuna bakılmaksızın, vergi borcunun davacıdan tahsili için olayda Kanunun aradığı koşulların oluşup oluşmadığına göre karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu …. Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin .... tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.