Esas No: 2018/1294
Karar No: 2022/1337
Karar Tarihi: 07.03.2022
Danıştay 4. Daire 2018/1294 Esas 2022/1337 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/1294 E. , 2022/1337 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1294
Karar No : 2022/1337
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
KARŞI TARAF (DAVACI) : İflas Halinde … Nakliye Tarım Otomotiv Taahhüt İhracat ve İthalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İflas İdare Memurları: Av. …., Av. …, Av. ...
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2010 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu bir kısım satış hasılatının kayıt ve beyan dışı bırakıldığından bahisle hakkında düzenlenen inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2010 yılı kurumlar vergisi ve 2010/1-3,4-6,7-9 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen …. tarih ve E:…., K:… sayılı kararda; gerek davacı şirket yetkilisinin gerekse karşıt firma yetkilisinin birbirini doğrulayan ifadeleri karşısında; olayda davacıya ait bir kısım satışların, grup firması olan karşıt firmanın pos cihazından yapıldığı ihtilafsız olmakla birlikte, davacının yasal defter ve belgelerine sahip olan inceleme elemanınca gerek pos cihazından geçirilen söz konusu hasılat tutarları ile davacının kayıt ve beyanları gün gün karşılaştırılmak suretiyle, kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılatın bulunup bulunmadığı ve gerekirse davacının dönem başı mal mevcudu, dönem içinde alınan mal, dönem içinde satılan mal ve dönem sonu mal mevcudu da dikkate alınarak stok fazlalığı ya da eksikliği olup olmadığı hususları tespit edilmeden, pos cihazından geçirilen tutarların doğrudan kayıt dışı hasılat tutarı olarak dikkate alınması suretiyle yapılan incelemede yasal isabet bulunmadığından davacının defter ve belgeleri incelenmeden ve kaydi envanter yoluna başvurulmadan varsayım ve kanaate göre ve eksik inceleme yapılmak suretiyle re'sen yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi açık ve tabii bulunmayan ifadelerin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı, 30. maddesinde, re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olduğu, 134. maddesinde ise; vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, tespit edilmesi ve ödenmesinin sağlanması olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanır, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu'nun ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır." düzenlemesi yer almaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinin 1. fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazanç, ticari kazanç olarak tanımlandıktan sonra maddenin ikinci fıkrasında bu fıkraya bağlı yedi ayrı bentte sayılan faaliyetlerden elde edilen kazançların, Gelir Vergisi Kanununun uygulanmasında ticari kazanç sayılacağı kurala bağlanmıştır.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunun incelenmesinden; …. tarihinde yük taşımacılığı ve motorlu taşıt yakıtı parekende ticareti faaliyetiyle iştigal etmek üzere Bartın adresinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 2014/9. ayında yine aynı il sınırları içerisinde başka adrese taşındığı ve halen faal olduğu, karşıt firmaya ait 2010 yılı yasal defter ve belgelerinin Vergi Müfettişince incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi tekniği raporu sonuç kısmında firmaya ait pos cihazı kullanılarak yapılan tahsilatın büyük bir kısmının davacı şirkete ait tahsilat olduğunun tespit edilmesi üzerine satış hasılatının kayıt ve beyan dışı bırakıldığından bahisle davacının sınırlı incelemeye tabi tutulduğu, 2010 yılında kurumun zarar beyan ettiği, 2010 yılı KDV matrahının 3.368.967,05 TL olduğu, 684.987,04 TL devreden KDV beyan ettiği, kredi kartıyla tahsil edilen KDV dahil bedelin ise 270.647,58 TL olduğu, ibraz edilen satış fatura toplamının KDV hariç 1.630.933,85 TL olduğu, yazar kasa satışlarına ilişkin toplamın ise KDV hariç 1.738.893,44 TL olduğu, şirketin yetkilisi Mehmet Kaptan'a işyerindeki karşı firmaya ait pos cihazının hangi amaçla kullanıldığı ve bu cihazdan yapılan satışların KDV beyannamelerinde ''Kredi kartıyla yapılan Tah. Ed. Tes. ve Hizm.'' satışlarında neden beyan edilmediği sorularının yöneltildiği, cevaben ''Grup firmamızın ekonomik kriz nedeniyle yediği hacizlerden dolayı bankalarda hareket alanı kalmadığından tahsilatlar 2010 yılında karşı firmanın pos cihazlarından yapıldı. Bu satışların söz konusu beyannamede ilgili satıra yansıtılmaması da tamamen kriz dönemiyle ilgilidir. Bu da sehven yapılmıştır.'' şeklinde ifade verildiği, davacının 2010 yılında düzenlediği satış faturaları ve muavin defter kayıtlarında yer alan yazar kasa satışları toplam tutarı ile gelir ve katma değer vergisi matrahlarının uyumlu olduğu, mükellefin sadece kendi adına kayıtlı pos cihazlarından yaptığı satışların beyan edildiği, ancak karşı firmaya ait pos cihazından yapılan satışların beyanlarına dahil edilmediği, yasal defterler üzerinde yapılan incelemede, ödeme kaydedici cihaz ve fatura karşılığı yapılan mühtelif satışların 600-Yurtiçi Satışlar hesabı karşılığında, 120-Alıcılar hesabı veya 100-Kasa hesabı şeklinde kayda alındığı, kredi kartı satışların kaydedilmesi gereken Hazır Değerler grubu hesaplarından 108-Diğer Hazır Değerler hesabına hiçbir kaydın yapılmadığının tespit edildiği, yine mükellef kurum yetkilisi tarafından ibraz edilen yasal belgelerin tetkiki neticesinde ise satış faturalarının üzerinde nakit yada pos cihazı satışı olarak ayrıştırmaya gidilmediği, ibraz edilen Z raporlarındaki satışlarından da nakit ya da pos cihazı satışı ayrımı yapılamadığı, bahse konu satışların beyanlarına dahil edildiği iddiasına ilişkin destekleyici herhangi bir belge ibraz edemediği gibi, yasal defter ve belgelerde bu iddiayı destekler bir bulguya rastlanılmadığı tespitlerinden hareketle, karşı firmanın pos cihazından yapılan mükellefe ait satışların mükellef kurum açısından hasılat farkı olarak değerlendirilmesi, bu doğrultuda mükellef hakkında vergi inceleme raporlarının tanzim edilmesi gerektiği tespit ve değerlendirmelerine yer verilmesi üzerine, kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılat dikkate alınarak davacı hakkında düzenlenen 20/10/2014 tarih ve ... ve ... sayılı Vergi İnceleme Raporlarına istinaden yeniden düzenlenen gelir tablosuna göre 213 sayılı Kanun'un 30/4. maddesi uyarınca dava konusu cezalı tarhiyatların yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, yukarıdaki mevzuat hükümleri ve maddi olay değerlendirildiğinde, karşı firmanın pos cihazının kullanıldığına ilişkin taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, belirtilen pos cihazının kullanılmasının ikisadi ve ticari icaplara uymayan, normal ve mutad olmayan bir durum olduğu, pos cihazında tespit edilen hasılatın kayıtlarına yansıtılmadığına ilişkin ispat külfeti davacıya ait iken dosyaya buna ilişkin ispat edici bilgi ve belgeler sunulmadığı dikkate alındığında, dava konusu tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığından Vergi Dava Dairesi kararında isabet görülmemiştir.
Diğer taraftan, verilecek kararda geçici vergi aslına ilişkinde yeniden bir değerlendirme yapılacağı tabidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 07/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.