
Esas No: 2021/11705
Karar No: 2022/471
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11705 Esas 2022/471 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/11705 E. , 2022/471 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Asıl dava yersiz ödenen aylıkların, birleşen dava yersiz sağlık giderlerinin tahsiline yönelik başlatılan icra takiplerine yapılan itirazların iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. Maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Birleşen davada verilen önceki karar “5510 sayılı Kanunun geçici 45, 60, 67 maddeleri gereği, yersiz ödenen sağlık giderlerinin tahsiline ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar vermesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir” gerekçesiyle bozulup mahkemece de bozmaya uyulduğundan davalı yararına doğan usuli kazanılmış hak gözetilmeyerek birleşen davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi,
2- Asıl davada verilen önceki karar “Birlikte yaşama olgusu yönünden ve aylıklara ilişkin olarak bozma gereği yerine getirilmemiştir. Mahkemece, bozma gereği yerine getirilerek sonucuna göre karar verilmelidir” gerekçesiyle bozulmasına rağmen bozma gerekleri yine yerine getirilmeyip eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmiştir.
Yersiz ödenen aylıklarla ilgili, 27.09.2012 öncesi dönem yönünden, özellikle boşanılan eşin kayıtlı mernis adresi olan Uşak’taki adres ve çevresindeki komşu, kapıcı ya da yöneticilerden kanaat edinmeye yetecek kadarı tespit edilerek mahkemece resen dinlenmeli, kolluk araştırması yaptırılmalı, boşanma tarihinden sonraki medula kayıtları getirtilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı; Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'nın oyları ve oyçokluğuyla, 17.01.2022 gününde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Somut uyuşmazlıkta, davalı kadın 30.04.2007 tarihinde eşinden boşanmıştır. Davalı kadına boşandıktan kısa bir süre sonra ölen babasından 07.04.2008 tarihinde yetim aylığı bağlanmış ve eski eşi ile 27.09.2012 evlenmesi üzerine yapılan denetim raporu ile kurumca fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile ödenen aylıklar için borç çıkarılmış, icra takibi yapılmış, aynı zamanda o döemde yapılan tedavi giderlerinin tahsili içinde ayrı bir icra takibi yapılmış, davalı sigortalının itirazı üzerine, itirazın iptali ve takibin devamı için davalar açılmıştır.
Çoğunluğun kabul ettiği gibi tedavi giderlerinin reddi gerektiği gerekçesi ille bozmaya uyulmasına rağmen, bu giderlerle ilgili davanın kabulüne karar verilmesi usulü kazanılmış hakkın ihlali olduğundan, bozma isabetlidir.
Ancak Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanunun 68. Maddesi ile değişik geçici 1. Maddesi uyarınca kesilmede mevzuat hükümleri kanun uygulanmalıdır. Anılan mevzuat hükümlerinde ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.
Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi ve bu yönde yerel mahkeme kararını araştırmaya yönelik olarak bozması Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır.
Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının kesin olarak bu gerekçelerle bozulması gerekirken, fiili birlikteliğin araştırılması yönünde bozulması görüşüne katılınmamıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.