14. Hukuk Dairesi 2021/1011 E. , 2021/2625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26/03/2008 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı ... Kurumu vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirası hükmen reddin tespiti isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 27/11/2006 tarihinde ölen mirasbırakan ...’nin terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü davalı ... Kurumu vekili ve davacılar vekili temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi değildir. Murisin ödemeden aczi, ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmemeleri, bilmelerinin de mümkün olmaması, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verilmesi durumlarında, yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece, 08/02/2012 tarihli ek bilirkişi raporu dikkate alınarak terekenin pasifi 65.765,34TL olarak kabul edilmiş ise de ek bilirkişi raporunda pasif hesabına alacaklısı tarafından alacaktan feragat edilmiş olan ... 4. İcra Müdürlüğünün 2006/9865 Esas sayılı icra takibine konu 17.397,62TL tutarındaki borcun dahil edilmiş olması doğru görülmemiştir. Öte yandan, ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün 23/11/2008 tarihli yazı cevabında bildirilen 8.991,89TL tutarındaki vergi borcu da terekenin hesaplanmasında dikkate alınmamıştır. Ayrıca dosyada mevcut ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/980 Esas ve 2002/1089 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre, mirasbırakan ..., kendisinden önce ölen kardeşi ...’nin mirasçısıdır. Mirasbırakan ...’nin mirasbırakanı ...’nin UYAP sisteminden yapılan araştırmada ... ili ... ilçesinde taşınmazları bulunduğu ancak mirasbırakan ...’nin terekesi hesaplanırken bu taşınmazlardan mirasbırakan ... hissesine düşecek değerin dikkate alınmadığı anlaşılmıştır.
Belirtilen eksiklikler giderilmeksizin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.