Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/20184
Karar No: 2013/8091

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/20184 Esas 2013/8091 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiş, mahkeme davalının iş sözleşmesini haksız feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, dava dosyasında toplanan delillerin ve bilirkişi raporunun yetersiz olduğu ve çelişkiler taşıdığı, aylık ücret miktarı, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacağı konularında uyuşmazlık bulunduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, davacının iddialarının ispatla yükümlü olduğu, gerçek ücretin tespiti için tanık beyanları ve emsal ücret araştırması gözetilerek bir sonuca gidilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, fazla çalışma ücreti alacağına yönelik talebin davacı tanıkları beyanlarına dayandığı ve yazılı işyeri kayıtları araştırılmaksızın neticeye gidildiği kaydedilerek, altişverenler nezdinde çalıştırılmasının dayanağı olan hizmet alım sözleşmeleri ile bu sözleşmelere ilişkin teknik ve idari şartnameler, İstanbul Boğaz Komutan
22. Hukuk Dairesi         2012/20184 E.  ,  2013/8091 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacı işçinin devamsızlığı sebebiyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, dava konusu alacaklara hak kazanmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında, işçiye ödenen aylık ücretin miktarı, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda, davacı tarafça aylık ücret miktarının net 1.150,00 TL olduğu iddia edilmiş, davalı işverence aylık ücretin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği üzere asgari ücret miktarında olduğu savunulmuştur. Davacı tanığı ..., davacının aylık ücret miktarının 750,00-800,00 TL arasında olduğunu, davacı tanığı ... ise, davacının net 1.150,00 TL civarında ücret aldığını beyan etmiştir. Emsal ücret araştırması neticesinde, Türkiye Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası cevabi yazısında, emsal ücretin net 800,00 TL olduğunu bildirilmiş; Türkiye Otel, Lokanta, Dinlenme Yerleri İşçileri Sendikası ise, emsal ücretin net 1.000,00-1.200,00 TL arasında olabileceği bildirilmiştir. Mahkemece, aylık ücret miktarı talep gibi kabul edilmiştir. Ne var ki, davacı tanık beyanları ve emsal ücret araştırma neticeleri çelişkilidir. Öncelikle, davacı tanıklarının beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 261/1. maddesi uyarınca tanıkların yüzleştirilmesi gereklidir. Ardından, emsal ücret araştırmasının genişletilerek, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sair sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de, anılan çalışmaların olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Somut olayda, davacının fazla çalışma ücreti alacağına yönelik talebi, davacı tanıkları beyanlarına itibar edilerek kabul edilmiştir. Hizmet döküm cetveli ve işyeri tescil bilgilerinden, davaya esas alınan çalışma süresinin tamamının dava dışı asıl işverenin İstanbul Boğaz Komutanlığı işyerinde geçtiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yazılı işyeri kayıtları araştırılmaksızın neticeye gidilmesi hatalıdır. Öncelikle, davacının hükme esas alınan çalışma süresi nazara alınarak, altişverenler nezdinde çalıştırılmasının dayanağı olan hizmet alım sözleşmeleri ile bu sözleşmelere ilişkin teknik ve idari şartnameler, İstanbul Boğaz Komutanlığından istenilmelidir. Dönem bazında, alt işverenlerin hizmet alım sözleşmesi ile asıl işverenden aldığı işin sözleşme bedeli ve kaç işçi ile yapıldığı tespit edilmeli, hakediş ödemelerine ilişkin bilgi ve belgeler getirtilerek hakediş ödemeleri kapsamında fazla çalışma ücretlerinin yer alıp almadığı tespit edilmelidir. Ardından, kamu kurumu olan dava dışı asıl işverene bağlı İstanbul Boğaz Komutanlığı işyerinin yönetimince, alt işverenin yapacağı işin denetlenmesi amacıyla alt işveren işçilerinin günlük çalışma sürelerine yönelik düzenleme yapılıp yapılmadığı belirlenmeli, tüm bu hususlara ilişkin varsa çalışma ve nöbet çizelgeleri, mesai giriş-çıkış kayıtları getirilip dosya kapsamına alınmalıdır. Bilgi ve belgelerin toplanılmasının ardından, gerekirse uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişi eşliğinde işyerinde keşif yapılarak, fazla çalışma yaptırılıp yaptırılmadığı tespit Edilmeli tüm dosya kapsamı birlikte yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    4-Mahkemece davacının çalışma süresine göre, yirmisekiz gün yıllık izne hak kazandığı, hak ettiği yıllık izinlerinin kullandırıldığının işverence kanıtlanamadığı kabul edilerek, yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, dava dilekçesinde, davacının 28.04.2010-04.05.2010 tarihleri arasında yıllık izin hakkını kullandığı belirtilmiştir. Anılan nedenle, dava dilekçesindeki bu beyan nazara alınarak, yıllık izin ücreti alacağı yeniden değerlendirilmelidir. Yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi