Esas No: 2021/10349
Karar No: 2022/616
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10349 Esas 2022/616 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/10349 E. , 2022/616 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamda belirtildiği şekilde davalılar ... ve ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar ... ve ...yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... Tur. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02/03/2021 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı ve diğer taraflar adına gelen olmadı. Taraf yokluğunda duruşma başladıktan sonra duruşmaya son verilerek dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmişti. Dosyanın tekrar dairemize gönderilmesi üzerine Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamından davalı... Turizm Gıda Mad. San ve Tic Ltd. Şti’nin ticaret sicilinden 28/09/2009 tarihinde dava devam ederken terkin edildiği, keyfiyetin 05/10/2009 tarih ve 7410 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilen davalı ...’in davadan önce 26/06/1981 tarihinde vefat etmiş olduğu, davacılar vekilinin davalılar ... ve ...yönünden davayı takip etmediklerini beyan eden 25/07/2019 tarihli bir dilekçe verdiği, sonraki 01/10/2019 tarihli celsede davacılar vekili aynı beyanını tekrarlayarak bozma ilamı gereği davalılar ...ve ... için terekenin borca batık olduğu iddiasının araştırılmasına gerek olmadığını beyan ettiği, adı geçen davalılar ...ve ...’nin ortak vekilinin davacıların davayı takip etmeme beyanına bir diyecekleri olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
1-Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi ( dava hakkı ) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, ( o davada davacı sıfatının kime ait olacağı ) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (...-......-..., Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, ... 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder ( Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, ... 2000, s.288).Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir. Şu halde yapılması gereken iş; anılan HGK kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre vermek, ihya davası açıldığı takdirde bu davanın sonucunu beklemek, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde sonucuna göre karar vermektir.
2-Aynı açıklamalar çerçevesinde ...'in kazadan önce 1981 yılında vefat ettiğinin anlaşılmasına karşın bu hukuki durum değerlendirilmeksizin ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
3-6100 sayılı HMK'nın 150. maddesi; "(1) Usûlüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
(2) Usûlüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.
(3) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.
(4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir.
Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.
(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
(6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.
(7) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır." şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 320. maddesinde ise, "(...4) Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Buna göre, iki halde, işlemden kaldırılmış olan bir davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.Bunlar, davanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeme hali ve takipsiz bırakılması halleridir.
Somut olayda, davacılar vekilinin bozma sonrası yargılama sürecinde davalılar ...ve ...’ye yönelik davalarını takip etmeyeceklerini bildirmeleri, anılan davalıların vekilinin de bu beyana karşı bir diyecekleri olmadığını bildirerek bozmaya karşı beyanda bulunmalarına göre anılan davalılar vekilinin söz konusu beyanının davanın kendileri tarafından da takip edilmediği anlamını taşıyıp taşımadığı sorulup araştırılmadan davalılar ...ve ... yönünden vazgeçme nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
O hâlde, davalı ... Tur. ve Tic. A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalı ... Tur. ve Tic. A.Ş.‘ne iadesine 18/01/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.