![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2019/2135
Karar No: 2022/607
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/2135 Esas 2022/607 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacının eksik hesaplanan yaşlılık aylığı miktarının tespiti istemiyle açılan dava mahkemece kabul edilmiş fakat Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yeniden yapılan inceleme sonucunda davacının yapılandırma veya intibak farkı nedeniyle prim borçlarının bulunup bulunmayacağına, olması gereken basamağın Kurum tarafından belirlenmesine, ödemeyi takip eden aybaşından itibaren aylığın yükseltilmesine, fark primlerin doğup doğmayacağının irdelenmesine ve davacıya verilecek süreye göre bir karar tesisi gereklidir. İlgili kanun maddeleri 5510 sayılı Kanunun geçici 17. maddesi ve 1479 sayılı Kanunun Ek 19. maddesidir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının eksik hesaplanan yaşlılık aylığı miktarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne dair karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 13.01.2015 tarihli karar, dairemizin Bozma ilamı ile; “….durdurulan sigortalılık sürelerine yönelik prim borcunun sigortalı yada hak sahipleri tarafından ödenmesi halinde, anılan sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesinde yasal zorunluluk olup, davacının 15.05.1996 tarihinden itibaren aynı Kurum bünyesinde bulunan 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılık sürelerinin (ihya edilen dönem dahil), çalışmaların geçtiği dönemlerde yürürlükte bulunan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde öngörülen basamak yükseltme esasları çerçevesinde, 2926 sayılı Kanuna tabi olarak bağlanan aylıkta basamak intibakında değerlendirilmesi ile, davalı Kurumdan, prim borcu nedeni ile durdurulan ve borcun ödenmesi sonrası sigortalılık süresi olarak değerlendirilen sigortalılık süreleri gözetilerek, davacının yaşlılık aylığında esas alınması gereken basamakları ile basamak intibakı sonucu oluşacak prim borcunun varlığı sorularak belirlenmeli, 5510 sayılı Kanun ile prim ve aylıkların belirlenmesinde basamak sisteminden 01.10.2008 tarihinden itibaren vazgeçildiği ve davacının prim borcu nedeni ile durdurulan sürelere yönelik prim borcunu 5510 sayılı Kanunun geçici 17. maddesi gereği belirlenen tutara göre ödediği gözetilerek, 1479 sayılı Kanunun Ek 19. maddesinin “… sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. …” hükmü çerçevesinde, davacının son basamağına göre ödemesi gereken prim tutarı Kurumdan sorularak, davacının geçici 17. maddeye göre ödediği tutardan fazla olması halinde aradaki farkın ve basamak intibakından kaynaklanan prim borcunun ödenmesi için davacıya süre verilmeli, sonrasında, bu basamaklara göre başlangıçtan itibaren tahsisi gereken yaşlılık aylığı tutarı Kurumdan sorularak tespit edilmeli, davacının Kurumca belirlenen basamak ve yaşlılık aylığı miktarına itiraz etmemesi halinde bu tutarlar esas alınarak hüküm kurulması…” gereğine işaret edilerek araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de, bozma sonrasında aldırılan hesap raporu ile davacının, tüm sigortalılık ve ihya ile yapılandırma süreleri ve ödemelerinin gözetilmesi ile 01.09.2008 tarihinde olması gereken basamağın kurumdan sorulmaksızın belirlendiği anlaşılmakta olup, olması gereken basamağın kurumdan sorularak belirlenmesi ve bulunacak basamağa göre sonradan devam eden 01.09.2008-17.05.2012 tarihleri arasında kalan sigortalılık dönemi bakımından da davacı bakımından fark primlerin doğup doğmayacağı hususunun irdelenmesi, davacının yapılandırma veya intibak farkı nedeniyle prim borçlarının bulunup bulunmayacağının irdelenmesi ve sonucuna göre davacıya verilecek süre ile ödemeyi takip eden aybaşından itibaren aylığın yükseltilmesi ve uyulan bozma ilamı ile oluşan usuli kazanılmış hak çerçevesinde, infaza elverişli şekilde bir karar tesisi gereklerinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 18.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.