22. Hukuk Dairesi 2012/19537 E. , 2013/8059 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 05.09.2008-02.04.2010 tarihleri arasında kesintisiz davalı işyerinde çalıştığını, aylık net 800,00 TL ücret aldığını, çalışma sisteminin haftanın altı günü 10:00-22:00 saatleri arasında olduğunu, özel davet ve eğlencelerin düzenlendiği zamanlarda daha uzun süreli fazla çalışma yaptığını, yıllık izninin kullandırılmadığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 06.10.2008-31.05.2009 tarihleri arasında garson olarak davalı işyerinde çalıştığını, ihbar süresi kullandığını, davacının işvereni ibra ettiğini, davacı işten ayrıldıktan dört ay sonra tekrar işe başvurduğunu, 01.10.2009 tarihinde tekrar işe alındığını, müvekkili şirketin işyerini Beykoz’dan Başakşehir’e taşımak zorunda kaldığını, davacının buraya gitmeyeceğini beyan ettiğini, bu sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacıya iki hafta ihbar süresinin kullandırıldığını, davacının asgari ücret aldığını, davacının fazla mesai yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep yokken davalı işverence feshedildiği, diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının ücretinin miktarı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı net 800,00 TL ücret aldığını iddia ederken davalı davacının asgari ücretle çalıştığını savunmaktadır. Davacı şahitleri davacıyı, davalı şahitleri ise davalıyı doğrulamaktadır. Ücret hesap pusulalarına göre davacının asgari ücret aldığı görülmekle beraber bordro icmalinde işyerinde çalışan diğer işçilerin de ücretlerinin asgari ücret olarak gösterildiği görülmektedir. Mahkemece davacının iddia ettiği ücreti aldığı kabul edilmiştir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda şahit beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Belirtilen şekilde davacının ücreti tespit edildikten sonra talepleri hakkında karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve yapmış ise fazla çalışma sürelerinin ne kadar olduğu noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Yapılan işin niteliği dikkate alındığında davacının fazla çalışma iddiasını şahit beyanlarıyla ispatladığı görülmektedir. Ancak fazla çalışma ücreti hesaplanırken kabul edilen günlük on iki saatlik çalışma süresine göre günde bir saat ara dinlenmesinden yararlandığının benimsenmesi hatalı olmuştur. Zira 4857 sayılı İş Kanunu"nun 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde on bir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, on bir saatten fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir. Şu halde somut olayın özelliklerine göre ara dinlenmesinin en az bir buçuk saat olarak dikkate alınıp fazla çalışma süresi ve ücretinin hesaplanması gerekirken hatalı değerlendirme ile yüksek fazla çalışma ücretine hükmedilmesi isabetsizdir. Kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
4-Öte yandan ihbar tazminatı hesaplanırken davacının kıdemine göre dört haftalık ihbar süresi bulunmasına ve ihbar süresinin kanuna uygun verilmemesinin feshi usulsüz hale getirip ihbar tazminatına hak kazandırmasına rağmen davacının dört haftalık ihbar süresi yerine davalı tarafından iki haftalık ihbar süresi verildiği gerekçesiyle bakiye iki haftalık ihbar süresi üzerinden ihbar tazminatının hesaplanması hatalı olmakla birlikte davacı tarafın temyizi olmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
Ancak davacı tarafından imza itirazına uğrayan ihbar tazminatı ödeme belgesi ile ibranamede davacıya brüt 621,60 TL ihbar tazminatı adı altında bir ödeme yapıldığı görülmektedir. Mahkemece öncelikle sözkonusu belgelerin aslı getirtilerek imza itirazı sebebiyle imza incelemesi yaptırılmalı ve sonucuna göre, eğer imzanın davacıya ait olduğu
tespit edilirse yapılan ödeme faizi ile birlikte hesaplanan ihbar tazminatından mahsup edilmelidir. Belirtilen esaslara aykırı olarak eksik inceleme ile davacının ihbar tazminatı talebinin hüküm altına alınması hatalıdır. Kararın bu sebeple bozulması cihetine gidilmiştir.
5- Son olarak dava dilekçesi ile talep edilen ihbar tazminatı tutarına dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen ihbar tazminatı tutarına ise ıslah tarihinden itibaren kanuni faize hükmedilmesi gerekirken tüm talebe dava tarihinden itibaren kanuni faize hükmedilmesi de hukuka aykırı olup ayrıca bozma sebebi yapılmıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.