4. Hukuk Dairesi 2016/11533 E. , 2017/1190 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 28/08/2009 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan davacının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ...’nın temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalılardan ...’nun temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kurum zararının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; 12/03/2015 gün sayılı bozma ilamımıza uyularak yapılan yargılamada, davalılardan ... ve ... hakkında bilirkişi raporu ile belirlenen ve bozma ilamından önce hükme esas alınan miktardan BK"nın 43 ve 44 maddeleri uyarınca hakkaniyet indirimi yapılarak kısmen kabulüne karar verilmiş; davalılardan ... hakkında davanın kabulüne dair ilk mahkeme ilamının kesinleşmiş olduğu gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davalılardan ... hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olup, adı geçen davalı hakkında anılan gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğuna göre temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacının, temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddi ile hükmün ONANMASINA, davalılardan ...’nun temyiz dilekçesinin ise (2) numaralı bentte gösterilen nedenle REDDİNE ve davalı ..."ndan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/02/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Dava alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davalı ... hakkında daha önce verilen karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve önceki kararın kesinleşmediği belirtilerek yapılan temyiz talebi ise Dairemiz çoğunluğunca reddedilmiştir.
Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık davalı ... hakkındaki 19/02/2013 tarihli, sayılı kararın kesinleşip kesinleşmediği konusunda toplanmaktadır. Mahkemece davalı ... hakkındaki bu kararın kesinleştiği kabul edilerek yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, Dairemiz çoğunluğunca da bu görüş benimsenerek bu davalının temyiz talebi reddedilmiştir. Oysa davalı hakkındaki 19/02/2013 tarihli karar kesinleşmemiştir.
Şöyleki,
Dava dilekçesinde davalının yurt dışındaki adresi gösterilmiş, bu adrese vasıtasıyla çıkartılan tebligat, adresin bulunamadığı belirtilerek iade edilmiştir.
Bunun üzerine davalının adresi araştırılmış, yurt dışında yeni bir adres tespit edilmiş bu adrese yine aracılığıyla çıkartılan tebligat ilgilinin adreste bulunamaması dolayısıyla iade edilmiştir.
Bu aşamada davalının mernis adresi 11/06/2012 tarihinde alınmış, burada yurt içi ve yurt dışı iki ayrı adres gösterilmesine rağmen mahkemece 12/06/2012 tarihli duruşmada davalının mernis adresinin olduğu, tebligat yapılamadığı gerekçesi ile ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş, dava dilekçesi davalıya ilanen tebliğ edilmiş, yokluğunda yapılan yargılama sonunda aleyhine verilen 19/02/2013 tarihli karar da yine ilanen tebliğ olunmuştur.
Bu karar diğer davalıların temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bozma ilamı da ilanen tebliğ edilmiş, mahkeme bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalı ... hakkında verilen önceki karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu sırada 19/02/2013 tarihli kararın infazı için davalıya ulaşılmış ve davalı vekilince karar temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1-2 maddeleri "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresi, bilinen son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır..." hükümlerini içermektedir.
Davalının 12/06/2012 tarihinde alınan kaydında yurt içi mernis adresi gösterilmiş olup, bu adres davalı vekilince temyiz dilekçesinde halen güncel olduğu belirtilen adrestir. Mahkemece yurt dışı tebligatları iade olunan davalının öncelikle yurt içi mernis adresine tebligat yapılması gerekirken bu yapılmadan ilanen tebligat aşamasına geçilmesi doğru olmayıp, hukuki dinlenilme hakkı ortadan kaldırılmış, savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Bu nedenle, davalı vekili tarafından verilmiş olan temyiz dilekçesinin davalı hakkındaki 19/02/2013 tarihli ilk karara karşı öğrenme üzerine süresinde verilmiş temyiz dilekçesi olarak kabul edilip, bu kararın davalının usulüne uygun şekilde davadan haberdar edilmediği, hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, Dairemiz kararının ..."nun temyiz talebinin reddine ilişkin bölümüne katılmıyorum.28/02/2017