Esas No: 2020/1081
Karar No: 2022/615
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/1081 Esas 2022/615 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2020/1081 E. , 2022/615 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2017/89-2019/98
Dava, fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile 17.01.2007-30.09.2011 tarihleri arasında sigortalı sayılmayan ve bu nedenle yaşlılık aylığı şartlarını kaybettiğinden bahisle aylığın kesilmesine dair Kurum işleminin iptali ile aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 25.12.2014 tarihli karar, dairemizin Bozma ilamı ile; “…öncelikle dava dışı işverenler Çata-Sam İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. ile ...Temiz adına kayıtlı olan başka işyerleri bulunup bulunmadığı araştırılmalı, başka işyerleri var ise davacının beyanındaki demir tesisatçısı olarak çalışmasının varlığı araştırılmalı, hangi işyerinde kimlerle birlikte çalıştığı hususları sorulduktan sonra bu kişilerin beyanlarına başvurulmalı, yine dava dışı ...ve Çata-Sam İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. hakkında vergi dairesince yapılması gereken yoklama tutanaklarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davacının çalışmalarının geçtiğini beyan ettiği işyerleri adresleri de sorulmak suretiyle bu işyerlerinden bildirimleri yapılan kimselerin varlığı halinde beyanlarına başvurulmalı, aynı şekilde, Kurum teftiş raporunda adı geçen muhasebeci Mahir İncedayı ve dava dışı işveren ile davacı hakkında suç duyurusu ile ceza davasının varlığı halinde de ceza davasında alınan ifadeler de dikkate alınmak suretiyle, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi…” gereğine işaret edilerek araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Eldeki davada ise, kamu düzenine ilişkin olan bu davada, sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurularak, uyulan bozma ilamı ile oluşan usuli kazanılmış hak çerçevesinde, davacıdan açıklama istenmesi ve bu davadaki çalışma iddiasının gerçekliği ve fiili çalışmasının varlığının bozmada belirtildiği şekli ile nerede hangi işyerinde ve hangi tarihler arasında geçtiği hususunun irdelenmesi, devamında ise, davacının belirttiği çalışmalarını bilebilecek şekilde komşu çalışan ve ya işverenlerin bulunup bulunmadığının araştırılması ve varlığı halinde beyanlarının alınmasından sonra, dosyadaki vergi yoklama tutanakları ve diğer tüm deliller ile birlikte değerlendirilmesi ile sonucuna göre gerekçeleri ile belirtildikten sonra fiili çalışmanın varlığı veya yokluğu hususunda bir karar verilmesi gerekirken, yalnızca davacının ceza davasında alınan ve dava dışı işyerinde çalışmadığına ilişkin beyanı esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının talep halinde davacıya iadesine 18.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.