Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu M..İ...hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle adı geçen için uygulanan 19.04.2007 tarihli ihtiyati haciz sırasında şikayetçi N...İ..’ın icra kefili olduğu ve SSK.dan aldığı emekli maaşından aylık 500,00 YTL’nin haczedilmesine muvafakat ettiği görülmektedir.
İİK.nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların İcrası hakkındaki hükümlere tabiidir. İhtiyati haciz sırasındaki kefalet de geçerli olup asıl borçlu hakkındaki takip iptal edilmedikçe icra kefili müteselsilen sorumludur. Ancak usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılmayacağı gibi borç miktarının kesinleşmemesi halinde takibin devamı da mümkün değildir.
Somut olayda şikayetçi kendisine gönderilen icra emrine itiraz etmemiş ve takip kesinleşmiştir. İİK. 83/a maddesine göre haciz sırasında veya hacizden sonra haczi mümkün bulunmayan bir malın haczine muvafakat edilmesi geçerlidir. Tetkik konusu olayda, şikayetçinin muvafakati kendi maaş haczinden önce olup anılan maddedeki koşulun oluşmadığı gözetilerek şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir. 
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.