Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare ile davalılardan M.. B.. vekilince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Taşınmazların bir kısmının tarım arazisi bir kısmının ise fındıklık niteliğinde kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tespit edilmesinde; yöntem itibariyle üzerinde bulunan binalara ise resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesi doğrudur. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı Mehmet Bakan vekilinin temyizine gelince; Taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özellikleri, göz önüne alınarak gelir metoduna göre belirlenen metrekare birim fiyatına % 150 oranında objektif değer artırıcı unsur ilave edilmesi gerekirken objektif artışın daha düşük oranda olduğunun kabulü ile aza hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir.
Davalı M.. B.. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılardan M.. B.."dan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve davacı idareden peşin alınan temyiz ve taraflardan alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.