Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/10524
Karar No: 2019/6595

Resmi belgede sahtecilik - Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/10524 Esas 2019/6595 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir kişinin resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarından mahkum olduğunu belirtti. Sahtecilik suçuna dair temyiz nedenleri incelendi ve bir aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldı. Bu nedenle sanığın temyiz nedenleri reddedildi ve hüküm onaylandı. Ancak, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçuna dair temyiz nedenleri incelenirken, sanığın yanlış adres vererek tebligat çıkarılmasını sağlamak şeklinde gerçekleşen eyleminin yanlış değerlendirildiği ve sahtecilik suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldı. Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı da dikkate alınarak, bu suçun tek bir suç olarak kabul edilmesi gerektiği belirtildi. Bu nedenle, söz konusu suçun zincirleme olarak işlendiği ve tek bir cezaya tabi tutulması gerektiği sonucuna varıldı. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK'nin 53, 206 ve 204/1 maddeleri, 5237 sayılı TCK ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu.
11. Ceza Dairesi         2017/10524 E.  ,  2019/6595 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
    5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipleri ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün ONANMASINA,
    2- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
    a) Sanığın, icra müdürlüğüne katılana ait olmadığını bildiği yanlış adres vererek bu adrese tebligat çıkarılmasını sağlamak şeklinde gerçekleşen eyleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 53. Maddesinde düzenlenen “Yanlış adres bildirme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden yanlış değerlendirme sonucu “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma” suçundan hüküm kurulması
    b) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinin zorunlu olması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 24.09.2019 tarihinde Üye ..."in değişik gerekçeleriyle oy çokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY
    İddianame ve dosya içeriğinden sanığın amacının müştekinin verdiği senet nedeni ile başlattığı icra takibi sırasında müştekinin adresini icra dairesine yanlış bildirerek tebligatın bu adrese yapılmasını sağlamak sureti ile bundan haberi olmayan müştekiye yönelik icra takibinin itiraza uğramaksızın kesinleşmesini sağlayarak haciz yolu ile müştekiden alacağını elde etmek olduğu anlaşılmaktadır. Sanık bu amaç ve karar kapsamında müştekinin gerçekte oturmadığını bildiği adresi icra dairesine bildirerek, icra dairesi tarafından çıkarılan tebligatın bu yanlış adrese yapılmasını sağlamıştır.
    Tebligat Kanununun 53. maddesi yanlış adres bildirimini düzenlemiştir. TCK"nin 206. maddesinde de memura yalan beyanda bulunma suçu düzenlenmiş olup Tebligat Kanunundaki düzenlemenin TCK"deki düzenlemeye göre daha özel düzenleme olduğu anlaşılmaktadır. Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlıkta TCK"nin 204/1"deki sahte belge düzenleme eylemi ile Tebligat Kanunundaki yanlış adres bildirimi suçunun aynı nitelikte suçlar olup olmadığı, olay nedeni ile aralarında zincirleme suç ilişkisinin bulunup bulunmadığı noktasındadır. Dosya içeriğine göre iki eylem de aynı kişiye karşı bir suç işleme kararı kapsamında gerçekleştirilmiştir. Ayrıca yanlış adres bildirimi de TCK"de düzenlenen 206. maddesindeki memura yalan beyanda bulunma suçu niteliğinde olup yukarıda belirtildiği gibi özel yasada düzenlendiği için yalan beyana göre daha özel bir düzenlemedir.
    Bilindiği üzere bir suç işleme kararı kapsamında aynı kişiye karşı birden fazla aynı suç işlenmesi halinde zincirleme suç ilişkisi ortaya çıkmaktadır. TCK"nin 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç kavramının düzenleniş amacı aynı suçu işleme kararı kapsamında aynı kişiye karşı birden fazla suç işlenmiş ise suçlar arasında subjektif bir bağ bulunduğundan sanığa bu suçların herbirinden dolayı ayrı ayrı değil tek bir ceza verilmesi fakat ceza miktarının artırılması sureti ile ceza adaletinin sağlanmasıdır.
    İncelenen olayda da Tebligat Kanununun 53. maddesinde düzenlenen memura yanlış adres bildirimde bulunma suçu ile buna bağlı olarak düzenlenen sahte tebligat yapılmasını sağlama suçu arasında subjektif bağ olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle sanığın sahte tebligat yaptırmak kararının yanlış adres bildirimi eyleminden ayrılması doğru değildir. Aynı nitelikte ve aynı suç işleme kararı kapsamında gerçekleştirilen bu iki eylem aynı neviden suçlar olduğundan birbirinin zincirlemesi olarak kabul edilerek tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması ve zincirleme suç hükümleri gereğince ceza artırımı yapılması gerekir. Sayın çoğunluğun her iki eylemin farklı neviden suçlar olduğu ve ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği yönündeki düşüncesinin TCK"nin cezada adalet ilkesini düzenleyen 3. maddesi ile bu maddedeki amacı gerçekleştirmeye çalışan TCK"nin 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerine aykırılık oluşturduğu kanaatindeyim.
    Açıklanan nedenlerle tebligatta sahtecilik suçundan dolayı verilen karar ile yanlış adres bildirimi suçu kapsamında kalan eylemin zincirleme suç hükümleri çerçevesinde birlikte değerlendirilerek zincirleme olarak işlenmiş tek suç olarak kabul edilip sanığa tek ceza verilmesi gerektiği düşüncesi ile her iki hükmünde bozulması gerekirken sahtecilik suçundan kurulan hükmün onanıp yanlış adres bildirimi kapsamında kalan eylemden kurulan hükmün bozulması sureti ile sanığa fazla ceza tayin edilmesine sebep olunmasından dolayı karar usul ve yasaya aykırı olduğundan sayın çoğunluğun kararına bu yönü ile katılmadığımı saygı ile arzederim.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi