Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2472
Karar No: 2022/551
Karar Tarihi: 18.01.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/2472 Esas 2022/551 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/2472 E.  ,  2022/551 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    No : 2019/2180-2021/65

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 5. İş Mahkemesi
    No : 2016/270-2019/274

    Dava, İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle, kazalı sigortalının 21/02/2006 tarihinde ve 03/08/2008 tarihinde meydana gelen iş kazaları sonucu ayrı ayrı sürekli iş göremezliğe uğradığı iddiasıyla her bir kaza için 1.000,00’er-TL maddi, 15.000,00’er-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 08/03/2019 tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini birinci iş kazası için 4.161,34-TL’ye, ikinci iş iş kazası için 191.683,86-TL’ye çıkarmıştır.
    II-CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    1-Asıl dava ve birleşen dava yönünden:
    a-Davacının davalı şirket hakkında açmış olduğu maddi tazminat davasının ıslah dilekçesi nazara alınmak suretiyle kabulüne; 195.845,20 TL alacağın 4.161,34 TL sinin 1. Kaza tarihi olan 21/02/2006 tarihinden itibaren 191.683,86 TL sinin 2. kaza tarihi olan 03/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;
    2-Asıl dava yönünden:
    a-Davacının açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; 12.000,00 TL alacağın kaza tarihi olan 03/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine;
    3-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
    a-Davacının açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; 13.000,00 TL alacağın kaza tarihi olan 21/02/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin işveren sıfatı bulunmadığını, davacının dava ihbar olunanların işçisi olduğunu, kazanın müvekkili şirketin iş yerinde meydana gelmediğini, kaza bakımından müvekkili üçüncü şahıs konumunda bulunmasına rağmen %20 oranında kusurlu sayılmasının hukukun temel ilkeleri ve sorumluluk kurallarına aykırı olduğunu, kaza tarihinde 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olduğunu, 6331 sayılı Kanunun da henüz yürürlüğe girmediğini, 818 sayılı Kanun 332. maddesi iş sahibinin “tehlikeye karşı icap eden tedbirleri” alacağı hükmünü koyarken işvereni “akdin hususi halleri ve işin mahiyeti noktasında hakkaniyet dairesinde kendisinden istenebileceği” tedbirleri almakla yükümlü tuttuğunu, olayda müvekkili işverenin hangi tedbiri alması lazım gelirken almadığının kusur raporlarında tartışılmadığını, işveren olmak sorumlu olmak için yeterlidir mantığı ile kusur taksimi yoluna gidildiğini, hesap raporundaki hataya itirazının nazara alınmadığını, davacı ...' nun halen şirketlerinde çalıştığını, rapor tanzim tarihi itibariyle kazalının fiilen aldığı net ücretin 2.984.16 TL olduğunu, bilirkişinin bu fiili ücret yerine raporunun “işleyecek dönem hesabının” ilk yılında farazi hesap yöntemiyle net ücreti 3.575,20 TL olarak temel almasının gerçeğe aykırı olduğunu, bu hatalı kabulün bu hesap döneminin her yılı için geçerli olduğunu ve bu yanlışlık sonucu sırf bu dönem itibariyle (995.827,79 TL- 787.818 TL=) 208,009 TL tutarında müvekkili şirket aleyhine hatalı bir sonuca ulaşıldığını, buna ilişkin itirazın da nazara alınmadığını, AGİ'nin “hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle" uygulandığını, Devletin sosyal devlet ilkesi gereği düşük geliri olanlardan bir miktar vergi almayıp, feda ettiği vergi alacağı tutarını ücrete yansıttığını, ortada işverenin sağladığı ücret eki, prim ikramiye gibi bir unsur bulunmadığından böyle bir unsurun tazminat tutarının belirlenmesinde hiçbir etkisi olmaması gerektiğini, olayda dava açmaktaki gecikme ve kaza tarihinden yürütülecek yasal faiz nazara alındığında hükmedilen manevi tazminatın çok fazla olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava, 21/02/2006 tarihinde ve 03/08/2008 tarihinde meydana gelen iş kazaları sonucu her bir kaza nedeniyle ayrı ayrı sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    İş kazalarında olay, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik İlkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş akdinden doğan işçiyi gözetme (koruma) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
    İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, iş yerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin iş yerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı ilamı da aynı yöndedir.)
    Bu açıklamadan olarak şüphesiz ki tarafların kusur durumu irdelenirken konusunda ehil bilirkişilere olayı inceletmek kadar olaya neden olan tüm saiklerin bir bütün olarak ele alınması ve bu kapsamda da taraflarca ortaya konulan iddia ve savunmalar ile tüm delillerin titizlikle değerlendirilerek kusurun aidiyeti ve oranına dair raporun oluşa uygun olup olmadığının tespiti gerekir.
    Dosya kapsamından, olay tarihlerinde davalı Yücel Boru ve Profil Endüstrisi A.Ş.’ye ait işyerinde üretilen malların, fabrika sahası içinde dava dışı Çemsat Çelik Mamülleri Yatırım ve Pazarlama A.Ş. tarafından yüklenmekte, boşaltılmakta ve depolanmakta olduğu, dava dışı işveren Aysel Özdemir(Katırcı)’in, dava dışı Çemsat Çelik Mamülleri Yatırım ve Pazarlama A.Ş.’nin yükleme boşaltma işlerinde işçi çalıştırdığı, davacı sigortalının da dava dışı Aysel İnşaat Taah.Tahm.Tah.Nak.-Aysel Katırcı’nın işçisi olarak yükleme ve boşaltma personeli olarak çalıştığı, 21/02/2006 tarihinde davacı sigortalının etrafı çelik telle sarılmamış paket sacı indirirken üst kısımlardaki plakaların kayması sonucu 2 metre x 2 metre ebadındaki sacların sol ayak bileğine gelmesi ssonucu %13,1 oranında sürekli iş göremezlik oranı ile neticelenen kazada yaralandığı, 03/08/2008 tarihinde ise profil yüklü kamyonun kasasındaki profili tavan vinci yardımı ile istife indirme işlemi sırasında sağ ayağının vinçte asılı malzeme ile kamyonun kasası arasında sıkışması sonucu % 12 oranında sürekli iş göremezlik oranı ile neticelenen ikinci kazada yaralandığı, Sosyal Güvenlik Kurumu raporunda meydana gelen her iki olayın iş kazası olduğu, 21/02/2006 tarihli birinci kaza ile ilgili olarak kazanın meydana gelmesinde işveren Aysel Katırcı'nın olayda kusuru olduğu, olayla ilgili bir kusur oranı değerlendirmesi yapılmadığı, 03/08/2008 tarihli ikinci kazada ise kazanın meydana gelmesinde Çemsat Çelik Mamulleri Yat. ve Paz. A.Ş.‘nin %40, Aysel İnşaat Taahhüt Tahmil Tahliye Nakliye-Aysel Katırcı’nın %30, kazazede ...’nun %30 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece alınan 29/05/2017 tarihli kusur bilirkişi raporunda yalnızca 21/02/2006 tarihli birinci iş kazasının değerlendirildiği, olayın meydana gelmesinde davalı Yücel Boru ve Profil Endüstrisi A.Ş.’nin %30 oranında, Çemsat Çelik Mamulleri Yat. ve Paz. A.Ş.’nin %35 oranında, işveren Aysel Özdemir’in %25 oranında, kazalı işçi ...’nun %10 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, itiraz üzerine alınan birbirinden farklı heyetlerden alınan 07/05/2018 tarihli ve 30/12/2018 tarihli kusur bilirlişi raporlarında ise her iki kazanın meydana gelmesinde davalıYücel Boru ve Profil Endüstrisi A.Ş.’nin %20 oranında, Çemsat Çelik Mamulleri Yat. ve Paz. A.Ş.’nin %20 oranında, işveren Aysel Özdemir’in %30 oranında, kazalı işçi ...’nun %30 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, kazalının maruz kaldığı her iki olayın (21/02/2006 ve 03/08/2008 tarihli olay) malzeme kaldırma-indirme-taşıma-istifleme gibi malzeme hareketliliği sırasında meydana geldiğini, dolayısıyla raporda her iki olay için ayrı ayrı ayrı değil de birlikte değerlendirme yapıldığının belirtildiği ve bu raporların hükme esas alındığı ancak anılan raporlarda farkli tarihlerde meydana gelen iş kazaları yönünden ayrı ayrı kusur dağılımı ve değerlendirmesi yapılmadığı dolayısıyla raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece yapılacak iş; hüküm altına alınacak tazminat miktarlarına etkisi bakımından, aynı olaylara ilişkin ceza dosyası ile rücu dava dosyasındaki kusur raporlarının da dosya kapsamına getirtilerek - verilen kararların kesinleşip kesinleşmediğinin gözetilerek, yukarıda bahsedilen kusur raporunu düzenleyen heyetlerden farklı, A sınıfı İş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetine konuyu incelettirmek, alınacak bu raporda tarafların alması gerekli önlemlerin neler olduğunu, bu önlemlerin alınıp alınmadığını nedenleri ile birlikte açıklayarak, dosyada mevcut tüm raporlar arasındaki çelişkiyi gidererek, tarafların dosyada mevcut kusur raporlarına itirazları da göz önünde tutulmak suretiyle her iki olay ayrı ayrı değerlendirilerek ilk olayda işveren olan davalının ve davacı sigortalının bu olay nedeniyle kusur payını belirlemek, ikinci olay nedeniyle aynı şekilde işveren olan davalının ve davacı sigortalının kusur payını belirlemek, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakları da gözeterek bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz itirazlarının sair yönleri bu aşamada incelenmeksizin ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının sair yönleri bu aşamada incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi