16. Hukuk Dairesi 2016/15226 E. , 2019/7611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 8 parsel sayılı 595.734,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek, ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafından keşif için gerekli gider avansının yatırılmadığı, dolayısıyla davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılması gerektiği ve dosyanın mevcut hali ile de davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesinde; taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu, avans yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı ifade edilmiştir. Ancak, keşif ara kararı yönünden 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesinin uygulanabilmesi için; dosyanın keşfe hazır hale gelmesi gerektiği gibi, verilecek keşif ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişiler, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle, vasıta ücretinin ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgili tarafa makul ve belirli bir süre tanınması, tanınacak bu süre ile keşif günü arasında da bilirkişi ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, taşınmaz başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunması gerekmektedir. Somut olayda; mahkemece keşif avansının yatırılması için verilen kesin süreye ilişkin ara kararda, yukarıda açıklandığı şekilde hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişiler, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle, vasıta ücretinin ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalem kalem gösterilmediğinin ve ""davacı vekiline keşif avansı olan 1.500,00 TL"yi yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmesine"" denilmekle yetinildiğinin anlaşılmasına göre, kesin süreye ilişkin ara kararın usulüne uygun olduğundan söz edilemez.
Hal böyle olunca mahkemece, davacı tarafa 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesi uyarınca keşif giderlerini yatırması için yeniden yöntemine uygun, keşif gün ve saatinin de belirlendiği makul bir süre verilmeli, ara kararı gereklerinin yerine getirilmesi durumunda mahallinde keşif yapılmalı, aksi halde mevcut dosya kapsamına göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece yöntemine uygun olmayan ara karara dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.