Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/6049
Karar No: 2022/1160
Karar Tarihi: 08.03.2022

Danıştay 10. Daire 2021/6049 Esas 2022/1160 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/6049 E.  ,  2022/1160 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2021/6049
    Karar No : 2022/1160


    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : Kendi adına asaleten ... ve ...'a velayeten ...
    VEKİLLERİ : Av. ...

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı / ANKARA
    VEKİLİ : 1. Hukuk Müş. Yrd. V. ...

    İSTEMLERİN_KONUSU : Davacılar ... ve ...'ın babası, diğer davacı ...'ın imam nikahlı eşi olan ...'in 22/05/2007 tarihinde Ankara İli, Altındağ İlçesi, Ulus, ... Çarşısı önünde meydana gelen bombalı terör eylemi neticesinde hayatını kaybetmesinden dolayı uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık çocuklar için ayrı ayrı 25.000,00 TL maddi (miktar artırımı ile ... için 76.994,00 TL, ... için 34.962,00 TL), 10.000,00 TL manevi, eş için 65.000,00 TL (miktar artırımı ile 465.338,00 TL) maddi, 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 577.344,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın sosyal risk ilkesi uyarınca olay tarihinden (07/11/2007) itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan dava sonucunda, ... İdare Mahkemesince, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca Mahkemelerinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının, sulhname imzalamayan davacılara, genel hükümlere dayalı olarak destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmasında hukuki isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle onanması ve tazminatın hesaplanma şekli ile miktarına ilişkin değerlendirme ve temyiz incelemesini yapılması için dosyanın Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesi üzerine, Dairece verilen 07/07/2020 tarih ve E:2019/5105, K:2020/2639 sayılı bozma kararına uyularak, davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulü yolunda verilen 15/04/2021 tarih ve E:2020/2194, K:2021/774 sayılı kararın taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, hükmedilen tazminat miktarının tümüne olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
    Davalı idare tarafından, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunun hatalı olduğu ve davacıların sebepsiz zenginleşmesine neden olduğu, davacılara olay nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu'nca ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadan karar verildiği ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacı tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
    Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin yasal faizin başlangıç tarihi yönünden kabulü, diğer kısımlar yönünden reddi, davacıların temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının faiz yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    İdare Mahkemesi Kararının Esasa İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın esasa ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    İdare Mahkemesi Kararının Faiz Başlangıç Tarihine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararın düzeltilerek onanacağı hükmüne yer verilmiştir.
    Bakılan davada, davacılar tarafından, bilirkişi raporu uyarınca, 16/03/2021 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçe ile davacılardan ..., ... ve ... için istenen maddi tazminat miktarı 462.344,00 TL daha artırılarak 577.344,00 TL'ye yükseltilmiş, bu dilekçe İçişleri Bakanlığına 23/03/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dolayısıyla artırılan tazminat miktarı bakımından, İçişleri Bakanlığı'nın temerrüde düştüğü 23/03/2021 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği açıktır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin yasal faizin başlangıç tarihi yönünden oy çokluğu ile kabulüne, diğer kısımlar yönünden oy birliğiyle reddine, davacıların temyiz istemlerinin oy birliğiyle reddine,
    2. ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının hüküm kısmında yer alan ''Davacılardan ...'a yapılacak ödemenin 65.000,00 TL'lik kısmına, diğer davacılara yapılacak ödemenin ise 25.000,00'er TL'lik kısmına başvuru tarihi olan 07/11/2007 tarihinden itibaren, her bir davacı için hükmedilen fazlaya dair kısma ise ıslah dilekçesinin Mahkememiz kaydına girdiği 16/03/2021 tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle ödeme yapılmasına'' şeklindeki 2. fıkrasının, " Davacılar lehine hükmedilen maddi tazminatın, ... için 65.000,00 TL'lik kısmının, diğer davacılar için ise 25.000,00'er TL'lik kısımlarının davalı İçişleri Bakanlığı'na yapılan başvuru tarihi olan 07/11/2007 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle; miktar artırım dilekçesiyle artırılan 462.344,00 TL'lik (... için 400.388,00 TL, ... için 51.994,00 TL, ... için 9.962,00 TL) kısmının ise miktar artırım dilekçesinin idare kayıtlarına girdiği 23/03/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davacılara ödenmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2022 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, yasal faizin başlangıç tarihi yönünden oy çokluğuyla karar verildi.



    (X) KARŞI OY :

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
    Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle idare tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarken serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay’ın yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.
    AHİM tarafından, devletin sorumluluğuna ilişkin tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olarak kabul edilmesi nedeniyle istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasına 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.
    Aktarılan düzenlemeyle, nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, “süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin” dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının artırılmasına imkan verilmektedir. Böylelikle, artırılan miktar açısından da dava dilekçesinin verildiği tarihteki hukuksal koşullar geçerli bulunmaktadır.
    Yapılan bu açıklamalar karşısında, miktar artırımına ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu; aksi bir durumun hakkaniyete aykırı olacağı sonucuna varılmaktadır.
    Bu itibarla; olayda, davacılara ödenecek maddi tazminatın yasal faiz başlangıcının, miktar artırımına ilişkin dilekçe ile artırılan tazminat miktarı yönünden de, davalı idareye başvuru tarihi olduğu, dolayısıyla mahkeme kararının artırılan tazminat miktarı yönünden dilekçenin kayda girdiği tarihten itibaren faiz işletilmesine ilişkin kısmının bu yönüyle hukuka aykırı olduğu, kararın bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla düzelterek onama yönündeki Daire kararına bu yönden katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi