22. Hukuk Dairesi 2019/5806 E. , 2019/16398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı nedene dayanmaksızın işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; zamanaşımı def"inde bulunmuş, davacıya fazla çalışma ücretlerinin eksiksiz ödendiğini, Pol-Net kayıtlarına göre davacının Türkiye"de olduğu ve çalışmadığı dönemlerin hesaplamalardan dışlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Dairemizin 20.11.2017 tarihli ve 2015/21270 esas 2017/25132 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut olayda; mahkemece Dairemizin uyulan 20.11.2017 tarihli ve 2015/21270 esas 2017/25132 karar sayılı ilamı doğrultusunda bozma gerekçelerine uygun olarak karar verildiği anlaşılmakta ise de, hafta tatili ücret alacağının; bozma ilamı sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda 1.860,00 USD yerine hatalı olarak 7.591,78 USD olarak belirtilen miktar esas alınarak hüküm altına alınması hatalıdır.
3- Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusu ihtilaflıdır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Belirsiz alacak davasında ise davanın açılmasıyla zamanaşımı alacağın tamamı için kesilir.
Hükme esas alınan bozma ilamı sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda, davalı yanca süresi içerisinde ileri sürülen dava tarihi itibariyle zamanaşımı def"inin dikkate alınmaması isabetsizdir.
4- 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
Somut olayda; ıslah dilekçesinde sadece ihbar tazminatı açısından talebin arttırıldığı anlaşılmakla, davacının ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacakları yönünden sadece dava dilekçesinde talep olunan tutarlarda hüküm kurulması gerekirken, bu alacakların hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26.maddesine aykırı bir biçimde talep aşılarak hüküm altına alınması talep aşımı olup karar bu yönden de ayrıca hatalıdır.
5-Öte yandan; davacı hafta tatili ve fazla çalışma ücret alacaklarını birlikte talep etmiş olmakla, dosya kapsamına göre ayda iki kez yaptığı anlaşılan hafta tatili çalışmaları göz önüne alınarak bu günlerde 7,5 saati aşan kısımların fazla çalışma hesabına dahil edilmemesi doğru olmamıştır.
6-Son olarak; ıslah yoluyla talep miktarının artırılması işlemi 03.12.2014 tarihinde gerçekleştirilmesine rağmen, hükümde ıslahın 29.01.2015 olarak belirtilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 16.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.