Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2017/3964
Karar No: 2022/1199
Karar Tarihi: 08.03.2022

Danıştay 10. Daire 2017/3964 Esas 2022/1199 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2017/3964 E.  ,  2022/1199 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2017/3964
    Karar No : 2022/1199

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Valiliği
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN_KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacı tarafından, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ile evliliğine istinaden yapmış olduğu ikamet izni başvurusunun, evliliğinin formalite olduğundan bahisle reddine ilişkin davalı idarenin 11/08/2009 tarihli işleminin iptali istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince; Dairemizin 10/12/2014 tarih ve E:2010/6237, K:2014/7590 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesinin ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğu, yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadıkça idarece, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yapılarak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı, davacının kurmuş olduğu aile birliğinin korunmasının anayasal bir zorunluluk olduğu ve evlendiği tarihten sonra Türkiye'de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça ikamet tezkeresi verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, evlilikten dolayı verilecek ikamet izinlerinde esas alınması gereken noktanın şahısların birlikte yaşayıp yaşamadıkları olduğu, burada tespit edilmek istenen hususun evliliğin gerçek belgelerle yapılıp yapılmadığı noktasında olmadığı, davacı hakkında yapılan tahkikatlardan açıkça görüleceği üzere, davacının Türk vatandaşı eşi ile para karşılığı evlendiğinin, beyan ettiği adreste başka bir şahıs ile beraber yaşadığının, ayrıca Türk vatandaşı eşi hakkında "Resmi Kurum ve Kuruluşlardan Hırsızlık" ve "Nitelikli Hırsızlık" suçlarından işlem yapıldığının belirlendiği, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının evliliğinin formalite olduğunun tespit edildiği, bu sebeple davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

    DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesinin 4. fıkrası kapsamında inceleme yapılarak temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Türk vatandaşı ile 17/02/2009 tarihinde evlenen Rusya Federasyonu uyruklu davacı tarafından yapmış olduğu evlilik dolayısıyla tarafına ikamet izni verilmesi istemiyle başvuruda bulunulmuştur. Bu başvuru üzerine davalı idarece yapılan tahkikat sonucunda, evliliğin formalite bir evlilik olduğu kanaatine varıldığından bahisle davacının ikamet izin talebinin uygun görülmediği yönünde 11/08/2009 tarihli tebliğ ve tebellüğ belgesi ile bildirilen işlem tesis edilmiş, söz konusu işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan ve 6458 sayılı Kanun ile 04/04/2014 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılan (Mülga) 5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun'un,
    "İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller" başlıklı 7. maddesinde,
    "A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
    B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
    C) Türkiye'de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
    D) Türkiye'ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
    E) Türkiye'de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
    Yabancılara ikamet tezkeresi verilmez." hükmüne yer verilmiştir.
    "Muzır şahıslar" başlıklı 19. maddesinde ise, İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye'den çıkmaya davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye'yi terk etmeyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda yer verilen kurallara göre, idarenin, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye'de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılar hakkında ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edebileceği açıktır.
    Uyuşmazlık konusu işlem, evliliğin anlaşmalı (muvazaalı) olduğundan bahisle tesis edilmiş olup; İdare Mahkemesince, evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verilebileceğinden ve aile birliğinin korunması anayasal bir zorunluluk olduğundan, Türkiye'de ikamet etmesine engel teşkil edebilecek nedenler ortaya konulmadıkça davacıya ikamet tezkeresi verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
    Evliliğin geçersiz (muvazaalı) olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun'un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
    Uyuşmazlık bu çerçevede incelendiğinde; davacıların evliliğine yönelik olarak yapılan tahkikatlar sonucu düzenlenen 10/03/2009 tarihli tutanakta; yapılan görüşme ve incelemeden sonra şahısların evlilikleri ile ilgili karara varılamadığı, tekrar gece tahkikat yapılmasının uygun olduğunun belirtildiği, 21/04/2009 tarihli tutanakta; adrese gidildiğinde kapıyı davacının açtığı, Türk vatandaşı eşin evde olup olmadığı sorulduğunda eşinin evde olmadığını, ...Mahallesinde giyim mağazası açtığını, orada çalıştığını, akşam geleceğini beyan ettiğine yer verilerek şahısların ikisi ile görüşülmediğinden evlilikleri hakkında bir kanaate varılamadığının belirtildiği, 21/05/2009 tarihli tutanakta; adrese gidildiğinde kapıyı davacının açtığı, eşinin ...Mahallesinde bulunan konfeksiyon mağazasında çalıştığı için akşamları eve geç geldiğini, eşinin ailesi ile görüşmediğini beyan ettiği, evde Türk vatandaşı eş ile davacının bir adet birlikte çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu da dikkate alınarak evlilikle ilgili bir kanaate varılmadığının, tekrar tahkikat yapılmasının uygun olduğunun belirtildiği, 09/07/2009 tarihli tutanakta; davacının Türk vatandaşı eşinin işyerinde yapılan denetimde, Türk vatandaşı eşin ortağı olan N.K. isimli kişi tarafından, ortağının davacı ile para karşılığı evlendiği, ortağının kendisine, 3 yıl boyunca evli kalması gerektiğini, ayrıca polisler kontrole geldiği için arada bir eve uğradığını ve birtakım eşyasını eve koyduğunu, çevredeki esnafa da davacı ile para karşılığında kalabileceklerini söylediği yolunda beyanda bulunulduğu, 22/07/2009 tarihli tutanakta; davacının adresinde tahkikat yapıldığı, evde davacının eşinin olmadığının, H.A. ve A.B. isimli kişilerin bulunduklarının görüldüğü, bu şahıslara ne amaçla evde bulundukları sorulduğunda ise bu kişiler tarafından, davacının eşinin arkadaşı olduklarının, şaka oyunları üzerine malzemeler yapmaları nedeniyle davacının bu konuda kendilerine yardım etmesi ve kısa sürede malzemelerin paketleme işlemlerinin tamamlanması amacıyla söz konusu adreste bulunduklarının beyan edildiği, davacıya eşinin nerede olduğu sorulduğunda ise, davacının eşinin Burdur ilinde askerlik yapan ağabeyinin yanına gittiğini, 1 hafta 10 gündür eve gelmediğini, 2 gün önce kendisiyle telefonla görüşerek ne yaptığını sorduğunda kendisine çok bilgi vermediğini beyan ettiği hususlarının tespit edildiği, ayrıca davacının evliliğine ilişkin tahkikatlar kapsamında, davacı ve eşi ile ayrı ayrı yapılan görüşmeler sonucu bilgi alma tutanaklarının düzenlendiği, 23/07/2009 tarihli tutanakta; davacının belirttiği adreste bulunan bina görevlisi olan M.Ö. isimli kişi ile görüşüldüğü, bu kişi tarafından, söz konusu adreste davacının A.B. isimli kişi ile birlikte oturduğunun beyan edildiği aktarılarak şahısların evliliklerinin aile kurmaya yönelik olmadığı, formalite evlilik yaptıkları kanaatine varıldığının belirtildiği görülmektedir.
    Bu durumda, Türk vatandaşı ile evliliği dolayısıyla tarafına ikamet izni verilmesi istemiyle başvuruda bulunan davacının, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca ikamet izninin veriliş amacına aykırı olacak şekilde Türk vatandaşı eşi ile evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşıldığından, davacı hakkında (Mülga) 5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun'un 7. ve 19. maddelerinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen nedenle, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
    2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.


    (X)-KARŞI OY :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesinin 4. fıkrasında, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı kuralına yer verilmiştir.
    Temyize konu karar, Danıştay Onuncu Dairesi'nin 10/12/2014 tarih ve E:2010/6237, K:2014/7590 sayılı bozma kararına uyularak verilmiştir.
    Davalı idarenin temyiz dilekçesindeki iddialarının 2577 sayılı Kanun'un 50. maddesinin 4. fıkrası uyarınca bozma nedenlerine uygunlukla sınırlı olarak incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varıldığından, temyize konu kararın 2577 sayılı Kanun'un 50. maddesinin 4. fıkrası uyarınca onanmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz. (08/03/2022)

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi