10. Ceza Dairesi 2019/259 E. , 2019/808 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı"nın, 16/11/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki hükmün açıklanmasına dair Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli ve 2017/865 esas, 2017/927 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 11/01/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısında sanığın soyadının “Pamukcı” yerine “Pamukçı” olarak yazılması maddi hata olarak kabul edilmiştir.
1- Sanık hakkında 21/05/2014 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 23/06/2014 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Bilecik Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2014 tarihli ve 2014/935 esas, 2014/542 sayılı kararı ile TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği
2- Daha sonra sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen “hırsızlık” suçundan dolayı mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesini müteakip, hükmün açıklanması için mahkemesine ihbarda bulunulması üzerine, Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli ve 2017/865 esas, 2017/927 sayılı kararı ile hüküm açıklanarak sanığın TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, sanık hakkında müsnet suçtan yapılan kovuşturma sırasında, 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği cihetle, sanık hakkında verilen hükmün açıklanması koşullarının da 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesine tâbi olmadığı, 5237 sayılı Kanun"un 191/4. maddesinde yeralan; "a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması..." hallerinde hükmün açıklanmasına karar verileceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli ve 2017/865 esas, 2017/927 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme ile 6545 sayılı Kanun öncesi dönemde soruşturma aşamasında hakkında TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden ve dolayısı ile denetimli serbestlik ve gerekli görülmesi halinde tedavi tedbiri uygulanmadan dava açılmış olan sanık hakkında soruşturma aşamasında uygulanmamış olan denetimli serbestlik ve gerekli görülmesi halinde tedavi tedbirinin kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması yolu ile uygulanması amaçlanmakta olup, bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hallerinde hüküm açıklanabilecektir.
Somut olayda ise sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen suç “hırsızlık” suçu olduğundan, kanundaki özel düzenlemede yer alan emredici hüküm nedeniyle, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu haricinde başka bir suçtan mahkûmiyet nedeniyle hükmün açıklanması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; hükmün açıklanmasına dair Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli ve 2017/865 esas, 2017/927 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 11.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.