21. Hukuk Dairesi 2017/4443 E. , 2018/8729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 30.342,91 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27/11/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, kaza tarihinin 02/06/2001, ıslah tarihinin 15/10/2012 olduğu, davalı tarafın ıslah talebine karşı zamanaşımı def‘i ileri sürdüğü,...2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/266 Esas, 2012/73 Karar sayılı ilamı ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 16.04.2013 tarihli kararı ile iş mahkelemelerinin görevli olduğundan bahisle işin esasına girilmeksizin usulden bozulduğu, buna karşılık dosya kendisine görevsizlik kararı ile gelen iş mahkemesince zamanaşımı defi konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür. Bu itibarla zamanaşımı savunması bir defi olup, ileri sürüldüğünde, şartları gerçekleşmişse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. 11.01.1940 tarihli 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"nda aynı husus "zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez." şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, somut olayda davalı tarafın ıslah talebine karşı zamanşımı def‘i ileri sürdüğü gözden kaçırılarak, bu konu hakkında bir değerlendirme yapılmaksızın davanın esası hakkında karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılar yararına takdir edilen 1.630,00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.