22. Hukuk Dairesi 2013/4860 E. , 2013/8003 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait işyerinde 2005 yılı Ağustos ayında çalışmaya başladığını, 12.09.2006 tarihinde iş kazası geçirdiğini ve bu tarihten sonra işyerinde fiilen çalışmadığını, 2006 yılı Ekim, Kasım ve Aralık ayı ücretlerini ödenmediğini iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık haklı nedenine dayanılarak feshedildiğini, hak kazandığı ücretlerin ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir .
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu, davacının ödenmemiş ücret alacakları bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
2- Taraflar arasında, davacının iş kazası sonrasında fiilen çalışmadığı aylara ilişkin ücret alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 Sayılı Kanunun 48. Maddesinde, hastalık nedeni ile çalışılmayan günlerde Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneği aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edilir yönünde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı 12.09.2006 tarihinde iş yerinde kaza geçirdiğini ve kaza sonrasında fiilen işyerinde çalışmadığını bildirmiştir. Davalı işveren tarafından, Sosyal Güvenlik Kurumuna 02.10.2006-31.12.2006 tarihleri arasında davacının çalışma kaydının buldurulmuş olması nedeni ile 2006 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin ücret alacaklarına hak kazandığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de 12.09.2009 tarihi sonrasında davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği alıp almadığı araştırılmamıştır. Mahkemece bu hususta gerekli araştırıma yapılmalı ve davacı anılan dönemde geçici iş görmezlik ödeneği almış ise bu miktar, hak kazandığı ücret alacağından mahsup edilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeye dayalı karar verilmesi isabetsizdir.
3- Davacı işçinin fazla çalışma ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı ve işçiye, işyerinde çalıştığı sırada ara dinlenmesi verilip verilmediği hususu ise diğer uyuşmazlık noktalarını oluşturmaktadır.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedi buçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedi buçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. 4857 sayılı Kanun"un 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi on bir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedi buçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok on bir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde on bir saate kadar olan çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, on bir saat ve daha fazla çalışmalarda ise en az bir buçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda, davacı tanığı davacının günde sekiz saat mesai yaptığını beyan etmiş, bu süreninin ara dinlenme dışında kalan çalışma süresi olduğu yönünde bir bildirimde bulunmamıştır. Ara dinlenme süresi düşülmeksizin hesaplama yapılan bilirkişi raporu na değer verilerek fazla çalışma ücret alacağı talebinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca, davacının kaza geçirdiği 12.09.2006 tarihinden sonra işyerinde fiili çalışmadığı dikkate alınmaksızın, 12.09.2006-31.12.2006 tarihleri arasındaki dönem için fazla çalışma ücret alacağı hesaplanması da isabetsiz olup, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.