Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4422
Karar No: 2021/2624
Karar Tarihi: 08.04.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/4422 Esas 2021/2624 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2020/4422 E.  ,  2021/2624 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.09.2009 gününde verilen dilekçe ile adi istihkak istenmesi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/11/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KARAR
    Dava, istihkak nedeni ile aynen iade isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, tarafların mirasbırakanı ve babaları...’in 19.08.1985 tarihinde öldüğünü, mirasbırakanın 1975 yılında ... üye olduğunu, davalının murisin vefatından 5 yıl sonra kooperatif üyeliğini üstüne geçirdiğini, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 873 ada 1 parsel 85 sayılı dubleks niteliğindeki bağımsız bölümün sahibi olduğunu, ... mevcut tüm üyeliklerini S.S. ... devrederek yeni ünvanı ile faaliyetine devam ettiğini, ... ... ait ... ili, ... ilçesi, ... Köyünde bulunan 3329 ada 1 parselde 64 dairelik inşaat yapılması için dava dışı müteahhit ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdettiğini, davalının haksız olarak ele geçirdiği kooperatif üyeliği nedeni ile ...’de de bir taşınmaz sahibi olacağını, belirtilen kooperatif üyeliklerinin ve bu üyeliklere bağlı kazanımların terekeye ait olması gerektiğini belirterek ... ve ... üyeliklerinin, üyeliklere bağlı hakların ve ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 873 ada 1 parsel 85 sayılı dubleks niteliğindeki bağımsız bölümün tapusunun iptali ile terekeye iadelerini talep etmiştir.
    Davalı vekili, kötüniyetle hareket eden davacıların davasını ispat etmesi gerektiğini, davanın esastan ve zamanaşımı nedenleri ile reddinin gerektiğini savunmuş; ayrıca kooperatiflere ödediği aidatlar, taşınmaza yaptığı masraflar ve ödemeler nedeni ile mahsup itirazında bulunmuştur.
    Mahkeme, miras sebebi ile istihkak davasının kardeşler arasında açılamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacıların temyizi üzerine hüküm, Dairemizin 2015/12241 Esas, 2016/3097 Karar ve 10.03.2016 tarihli ilamı ile, “Somut olayda; davacılar yasal mirasçı olduklarından ve mirasçılık sıfatlarına yönelik bir itiraz bulunmadığından 743 sayılı TKM"nin 577. maddesinde belirtilen hükümlerinin bu davada uygulanması mümkün değildir. Mirasçıların üstün hak iddiası bulunmadığından dava (adi) istihkak istemine ilişkindir.
    Muris... 19.08.1985 tarihinde vefat etmiş, davalı mirasçı ... ise ... Yönetim Kurulunun 10.08.1990 tarihli ve 60 sayılı kararı ile ortaklığa kabul olunmuştur. Bu itibarla mahkemece, gerekirse kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle..."in kooperatife üye olduğu tarihten vefat tarihine kadar yaptığı ödemeler ile davalı (mirasçı) ..."in kooperatif üyeliğine kabul sebebi ve dayanakları ile kooperatife yaptığı ödemeler tespit edilerek kooperatif tarafından tahsis edilen villanın dava tarihindeki rayiç bedeline oranlanmak suretiyle terekeye iade edilmesi gereken tereke malı olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
    Mahkemece belirtilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkeme, Dairemizin bozma ilamına uyarak ancak gereğini tam olarak yerine getirmeksizin, taşınmazın terekeye iadesine ilişkin talebin reddine, 25.000,00TL’nin davacılara ödenmesine karar vermiştir.
    Hükmü, davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
    İstihkak davası, malın vasıtasız zilyetliğine sahip olmayan malikin, doğrudan doğruya mülkiyet hakkına dayanarak, şey üzerindeki zilyetliğin haklı bir nedene dayanmayan kimseye açtığı hakedişi belirleyen bir eda davasıdır. Davanın sonunda, menkul mallarda teslime, taşınmaz mallarda ise tahliyeye bağlanan edaya karar verilir.
    İstihkak davası bir ayni hakka ( mülkiyete ) dayandığı için tipik bir ayni davadır. O nedenle, zamanaşımına uğramayacağında asla duraksanamaz.
    743 sayılı Medeni Kanunun 618. maddesinde ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683. maddesinde, malikin, mülkiyet hakkının bir gereği olarak malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini dava edebileceğini düzenlemiştir. Türk Medeni Kanununun 994. maddesi sebepsiz zenginleşmeyi önleyen özel bir düzenleme olup, her iki davada da 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 994 ve 995. maddelerinin (743 sayılı Medeni Kanunun 907 ve 908. maddelerinin) uygulanması mümkündür.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 994 ve 995 maddelerinde (743 sayılı Medeni Kanunun 907 ve 908. maddelerinde de benzer şekilde), iyiniyetli zilyedin, geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebileceği ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabileceği; iyiniyetli zilyedin, diğer giderler için tazminat isteyemeyeceği; ancak, şeyin geri verilmesinden önce kendisine bu giderler için bir tazminat önerilmezse, kendisi tarafından o şeyle birleştirilen ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri o şeyi geri vermeden önce ayırıp alabileceği; iyi niyetli zilyedin elde ettiği ürünlerin, yaptığı giderler sebebiyle doğan alacaklarına mahsup edileceği; iyiniyetli olmayan zilyedin ise, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorunda olduğu; yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebileceği ve şeyi kime geri vereceğini bilmediği sürece ancak kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
    Mahsup itirazı, bir alacağı doğuran olayla ilgili olarak, alacaklının elde ettiği bazı menfaatlerin ya da borçlunun katlandığı bazı yükümlülüklerin alacaktan indirilmesidir. Mahsuplaşmada, takastan farklı olarak iki ayrı alacak bulunmamaktadır. Buna göre, alacak miktarından tenzil edilecek değer, karşı alacak olmayıp, gerçek alacağı bulmak üzere hesaplanan alacaktan indirilmesi gereken bir bedeldir. Bu nedenle, mahsupta hukuken karşılıklı alacaklılık ilişkisinden öte, alacağın gerçek miktarının tespiti için yapılan bir işlemin varlığı kabul edilmelidir. Mahsupta, doğmuş bir alacaktan söz edilemeyeceği için, mahsubun borcu sona erdiren bir neden olduğu da düşünülemez. Ayrıca, mahsup talebi hukuki niteliği itibariyle def"i olmayıp; itiraz niteliğinde olduğundan, savunmanın genişletilmesi yasağına tabi kabul edilmez. Mahsubun yargılama devam ettiği sürece karşı tarafın muvafakatı olmaksızın ileri sürülmesi mümkündür.
    Aynı hukuki ilişki nedeniyle taraflardan birinin katlandığı bazı yükümlülüklerin ya da elde ettiği bir kısım semerelerin diğer tarafın alacağından indirilmesi talebi, hukuki niteliği itibariyle, "mahsuplaşma" olarak nitelendirilmektedir.
    Somut olayda, mirasbırakan ve davalı dava konusu kooperatiflere ödemelerde bulunmuştur. Davanın her iki yanının talebi, bu ödemelere dayanmaktadır. Davacıların talebi istihkak nedeni ile terekeye aynen iade, davalının savunması ise mahsup itirazı niteliğinde olup uyuşmazlığın yukarıda açıklanan yasal ilkeler çerçevesinde çözülmesi gerekmektedir.
    Yargılama sırasında, ... Kooperatifin sahibi olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Köyünde bulunan 3329 ada 1 parsel sayılı arsa için çekilen kura sonucunda davalı A blok 9 sayılı bağımsız bölümde 1/4 oranında hisse sahibi olmuş ise de tapuda tescil edilmeksizin davalı tarafından dava dışı kişiye devredilmiştir. Ayrıca 18.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda, mirasbırakanın S.S. ... 1.563,00TL ödemede bulunduğu belirtilmiştir. Hal böyle olunca, davacılar tarafından ... Kooperatifinden dolayı da istihkak talepleri bulunmasına karşın bu talep yönünden bir araştırma yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
    Öte yandan, tazminat miktarı belirlenirken mirasbırakanın ödediği kooperatif aidatları rayiç değere oranlanarak davacılar lehine tazminata hükmedilmiş ise de davalının taşınmazlara yaptığı zorunlu ve faydalı giderler hususundaki yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler doğrultusunda taraf delilleri toplanarak bir araştırma yapılmamış olması da doğru görülmemiştir.
    Açıklanan eksiklikler nedeni ile hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    08.04.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi