Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur. Ancak; Dava konusu 496 parsel sayılı taşınmaza ilişkin imar uygulaması işlemleri İstanbul 10. İdare Mahkemesi"nin 04.11.2010 Tarih ve 2009/619 – 2010/1579 sayılı kesinleşen kararı ile iptal edilmiş ise de; imar uygulaması sonrası oluşan tapu kayıtlarının (480 ada 8 parsel ve 443 ada 49 parsel) eski hale iade edilmedikleri imar tapularında halen geçerli olduğu anlaşılmakla, taşınmazı imar parseli kabul ederek bedel tespit eden 31.05.2013 günlü rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, imar uygulamasının iptal edildiğinden bahisle kadastro parseli kabul ederek bedel tespit eden ek rapor esas alınmak suretiyle fazla bedel tespiti, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.