Esas No: 2018/2349
Karar No: 2022/990
Karar Tarihi: 08.03.2022
Danıştay 3. Daire 2018/2349 Esas 2022/990 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/2349 E. , 2022/990 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2349
Karar No : 2022/990
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Müdürlüğü/...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : ...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 2014 yılının Nisan ila Eylül dönemlerine ait ihracat teslimlerinden kaynaklanan katma değer vergisi iade alacaklarının geç ödendiği iddiasıyla tecil faizi ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine dair ...tarih ve ...sayılı işlemin iptali ve 392.592,52-TL tutarındaki faizin ödenmesine hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının iade istemine ilişkin Yeminli Mali Müşavir tasdik raporlarının ve aranılan diğer belgelerin davalı idareye ibraz edilmiş olmasına karşın, ilgilinin kusuru olmaksızın gecikme yaratılarak aradan iki yıldan daha fazla bir zaman geçtikten sonra iade isteminin yerine getirildiği ve davacının iade isteminin yerine getirilmesi için idareye tanınabilecek makul sürenin aşıldığının görüldüğü, idarece yeminli mali müşavir tasdik raporunun teslimi üzerine tamamlanması istenilen karşıt incelemeler ve diğer eksiklikler hususunda da vergi inceleme raporunda yeminli mali müşavir tasdik raporundan farklı bir inceleme yapılmadığı, bu konuda bir eleştiri getirilmediği dolayısıyla davacı tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin idareye ibraz edildiği tarih olarak dikkate alınması gereken yeminli mali müşavir tasdik raporu üzerine verilen nakden iade taleplerine ilişkin dilekçe tarihlerini takip eden üç aylık sürelerin sonundan itibaren iadenin yapıldığı tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizin davacıya ödenmesi gerektiğinden aksi yöndeki dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, Mahkemelerince verilen iptal kararı doğrultusunda davacının nakden iade talebinin bulunduğu dava konusu dönemlere ilişkin nakden katma değer vergisi iade tutarlarına iptal gerekçesinde belirtilen tarih aralıkları için 6183 sayılı Kanun'a göre belirlenen tecil faizi oranında faizin davalı idarece hesaplanıp iade edileceğinin tabii olduğu, davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen 392.592,52-TL faiz için tutar belirtilerek idareye yapılmış bir başvuru ve bu konuda tesis edilmiş bir işlem de olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, ödenmesi talep edilen faiz miktarı yönünden ise incelenmeksizin reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu dönemlere ait iadeye ilişkin dosya ve listelerde meydana gelen hataların düzeltilmesi için iade dosyalarının pasif hale getirilmesi hususunda davacının talebinin olduğu, bu talep üzerine Gelir İdaresi Başkanlığından görüş talep edildiği, firmanın incelemeye sevk edildiği ve inceleme sonucunda 05/01/2017 tarihli rapor düzenlenmesi üzerine 11/01/2017 tarihinde iade işleminin gerçekleştirildiği, tecil faizinin ortaya çıkabilmesi için mükellefler tarafından fazla ve yersiz ödenen bir verginin bulunması ve bunun sonucunda mülkiyet hakkının ihlalinden kaynaklanan bir zararın meydana gelmesi gerektiği, dava konusu olayda ise hazine zararının önlenmesinin amaçlandığı, idarelerine bir kusur atfedilemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İncelemeye sevk tarihi ile vergi inceleme raporu düzenlenmesi arasında 2 yıl 1 ay 6 gün geçtiği, bu sürenin makul sayılamayacağından gecikmenin değer azaltıcı bir unsur kabul edilmesi gerektiği, dolayısıyla mülkiyet haklarının ihlal edildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında, Vergi Mahkemesince ve istinaf merciince her ne kadar ...tarih ve ...sayılı vergi inceleme raporundaki tespitler dikkate alınarak karar verilmiş ise de anılan rapor tarihinden sonra davacı hakkında 2014 yılının Nisan ila Eylül dönemleri dönemlerinde yurt dışı satışlarından kaynaklanan katma değer vergisinin nakden ve mahsuben haksız olarak iade aldığı yolundaki tespitleri içeren ...tarih ve ...ile ...tarih ve ...sayılı vergi inceleme raporlarına dayanılarak anılan dönemler için re'sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasını kaldıran ...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., ..., K:..., ...sayılı kararlarına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., ..., K:..., ...sayılı kararları, Danıştay Üçüncü Dairesinin 08/03/2022 tarih ve E:2021/1882, 1883, K:2022/988, 989 sayılı kararlarıyla bozulduğundan ve bu bozma kararları uyarınca verilecek kararın sonucu dava konusu işlemi etkileyeceğinden temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının söz konusu kararda yer alan esaslar doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 08/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.