Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının genel haciz yolu ile Kadıköy icra dairelerinde başlattığı takibe karşı, borçlu, vekili vasıtasıyla Ümraniye icra dairelerinin yetkili olduğunu ve borcun esasına ilişkin itirazlarını Kadıköy İcra Müdürlüğü"ne yasal süresinde bildirmiştir. Alacaklının, borçlu itirazını kabulü ile icra dosyasının Ümraniye İcra Dairesi"ne gönderilmesini istemesi üzerine Ümraniye İcra Dairesi"nce, borçluya, vekili olmasına rağmen, asile ödeme emri tebliğ ettiği görülmüştür. Borçlu vekili, Ümraniye İcra Mahkemesi"ne yaptığı başvuruda, vekil olduğu halde asile yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğü yanında yetkisiz icra dairesinde borca da itiraz ettiklerini ileri sürerek şikayetlerini bildirmiştir. Öncelikle belirtelim ki, yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edildikten sonra borçlunun veya vekilinin, yetkili icra dairesindeki borca itiraz etmesi halinde hukuki sonuç doğar. Bu nedenle yetkisiz icra dairesinde yapılan borca itiraz hukuki değer taşımaz. Mahkemece bu durumda yapılması gereken iş, borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından HUMK. 62, Avukatlık Kanunu 41, Tebligat Kanunu"nun 11.maddeleri gereğince vekil yerine asile yapılan ödeme emri tebliği işleminin iptali ile yetinmek gerekirken, takibin iptaline biçiminde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.