3. Hukuk Dairesi 2019/2052 E. , 2019/5776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : MERSİN 2.SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı ve davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 25.06.2019 tarihinde davalı vekili Av. ... geldi. Davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile aralarında 15.05.2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, kira sözleşmesine göre aylık 60.000 TL+KDV olan, 2016 yılı Ocak ve Şubat ayları kira bedelleri ödenmediğinden, ödenmeyen kira bedellerine dayalı başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve asıl alacağın %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, tespit raporlarına göre kiralananın ayıplı olduğunu, kira sözleşmesinin haklı nederlerle fesh edildiğini savunarak; davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile 118.385 TL asıl alacak ve 2.688 TL işlemiş faiz yönünden davalının takibe vaki itirazının iptaline, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının ve davalının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Olayımızda; takip konusu kira alacağı kira sözleşmesinde açıkça yazılı olup, davalı borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumdadır. Bu nedenle alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü ile İİK"nun 67. maddesi gereğince kabul edilen kira alacağı talebi yönünden davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
3-Davalının yapılan ödemenin asıl alacaktan düşülmesi ve faize ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Faize faiz yürütülmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 121/2 (B.K 104/son) maddesi gereğince mümkün değildir. 3095 sayılı Kanun"un 3. maddesinde kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. TTK"nun ticari işlerde faiz serbestisini ve mürekkep faizi düzenleyen "ticari işlerde faiz" başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise, ödünç para verme işlerinde bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri hakkında hususi hükümlerin saklı bulunduğu belirtilmiştir. Bu madde kapsamında değerlendirilebilecek olan kapitale dönüşen faiz alacağı, ancak paranın faiz geliri elde etmek amacıyla ödünç verilmesi veya herhangi bir şekilde bir süre borçluda kalması üzerine faiz ödenmesinin öngörüldüğü hallerde söz konusu olabilir (HGK. 31.03.2004 tarih ve 2004/12- 63 Esas-2004/184 Karar)
Somut olayda; Mahkemece, hükme esas alınan 10.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda; Ocak ayı kira bedeli 70.080 TL üzerinden 3.225,60 TL faiz hesaplandığı bu miktarlar üzerinden davalının yaptığı 25.000 TL ödemenin mahsup edilerek faiz ve ana para alacağı 48.305,60 TL bulunarak, bu miktar üzerinden yeniden faiz hesaplandığı bu şekilde faize faiz işletildiği ve icra takibinden önce yapılan ödemenin asıl alacaktan mahsup edilmesi gerekirken edilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 25.06.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.